suara suresi 57. Ayet

1 . 2 . 3 . 4 . 5 . 6 . 7 . 8 . 9 . 10 . 11 . 12 . 13 . 14 . 15 . 16 . 17 . 18 . 19 . 20 . 21 . 22 . 23 . 24 . 25 . 26 . 27 . 28 . 29 . 30 . 31 . 32 . 33 . 34 . 35 . 36 . 37 . 38 . 39 . 40 . 41 . 42 . 43 . 44 . 45 . 46 . 47 . 48 . 49 . 50 . 51 . 52 . 53 . 54 . 55 . 56 . 57 . 58 . 59 . 60 . 61 . 62 . 63 . 64 . 65 . 66 . 67 . 68 . 69 . 70 . 71 . 72 . 73 . 74 . 75 . 76 . 77 . 78 . 79 . 80 . 81 . 82 . 83 . 84 . 85 . 86 . 87 . 88 . 89 . 90 . 91 . 92 . 93 . 94 . 95 . 96 . 97 . 98 . 99 . 100 . 101 . 102 . 103 . 104 . 105 . 106 . 107 . 108 . 109 . 110 . 111 . 112 . 113 . 114 . 115 . 116 . 117 . 118 . 119 . 120 . 121 . 122 . 123 . 124 . 125 . 126 . 127 . 128 . 129 . 130 . 131 . 132 . 133 . 134 . 135 . 136 . 137 . 138 . 139 . 140 . 141 . 142 . 143 . 144 . 145 . 146 . 147 . 148 . 149 . 150 . 151 . 152 . 153 . 154 . 155 . 156 . 157 . 158 . 159 . 160 . 161 . 162 . 163 . 164 . 165 . 166 . 167 . 168 . 169 . 170 . 171 . 172 . 173 . 174 . 175 . 176 . 177 . 178 . 179 . 180 . 181 . 182 . 183 . 184 . 185 . 186 . 187 . 188 . 189 . 190 . 191 . 192 . 193 . 194 . 195 . 196 . 197 . 198 . 199 . 200 . 201 . 202 . 203 . 204 . 205 . 206 . 207 . 208 . 209 . 210 . 211 . 212 . 213 . 214 . 215 . 216 . 217 . 218 . 219 . 220 . 221 . 222 . 223 . 224 . 225 . 226 . 227


فَأَخْرَجْنَاهُم مِّن جَنَّاتٍ وَعُيُونٍ

Fe ahracnâhum min cennâtin ve uyûn(uyûnin).


fe: artık, böylece
ahracnâ-hum: biz onları çıkardık
min cennâtin: bahçelerden
ve uyûnin: ve pınarlar


Hasan Basri Çantay
(57-58) Bu suretle onları bostanlardan, akar sulardan, hazînelerden ve şerefli makam (lar) dan çıkardık.

Ömer Nasuhi Bilmen
Cenâb-ı Hak da buyuruyor ki: «Artık biz onları bostanlardan, ırmaklardan çıkardık.»

Elmalılı Hamdi Yazır
Bu suretle bunları bostanlardan, pınarlardan

Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Böylece Biz onları bahçelerden, pınarlardan,

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Ama (sonunda) biz, onları (Firavun ve kavmini) bahçelerden, pınarlardan,

Diyanet İşleri (eski)
(57-59) Ama biz Firavun ve adamlarını bahçelerden, pınar başlarından, hazinelerden ve şerefli makamlardan çıkardık. Böylece oralara İsrailoğullarını mirasçı kıldık.

Diyanet İşleri
(57-58) Biz de Firavun’un kavmini bahçelerden, pınar başlarından, servetlerden ve iyi bir konumdan çıkardık.

Diyanet Vakfi
(57-58) Ama (sonunda) biz onları (Firavun ve kavmini), bahçelerden, pınarlardan, hazinelerden ve değerli bir yerden çıkardık.

Celal Yıldırım
(57-58) Bununla beraber biz Fir'avn ve askerlerini bahçelerinden, pınarlarından, hazine ve yüce-şerefli makamlardan çıkardık.

Suat Yıldırım
(57-58) Ama neticede Biz onları bahçelerinden ve pınarlarından, hazinelerinden, servetlerinden ve kendilerince çok değerli makam ve mevkilerinden çıkardık.

Ali Fikri Yavuz
Böylece Firavun’u ve kavmini çıkardık bostanlardan, pınarlardan;

İbni Kesir
Fakat Biz, onları bahçelerden ve pınar başlarından çıkardık.

Abdulbaki Gölpınarlı
Derken onları bahçelerden, kaynaklardan sürüp çıkardık.

Adem Uğur
Ama (sonunda) biz onları (Firavun ve kavmini), bahçelerden, pınarlardan, çıkardık.

Ali Bulaç
Böylelikle biz onları (Firavun ve kavmini) bahçelerden ve pınarlardan sürüp çıkardık;

Bekir Sadak
(57-59) Ama biz Firavun ve adamlarini bahcelerden, pinar baslarindan, hazinelerden ve serefli makamlardan cikardik. Boylece oralara Israilogullarini mirasci kildik.

Fizilal-il Kuran
Böylece biz, Firavun ve soydaşlarını bahçelerden ve pınar başlarından çıkardık.

Gültekin Onan
Böylelikle biz onları (Firavun ve kavmini) bahçelerden ve pınarlardan sürüp çıkardık;

Muhammed Esed
bunun içindir ki onları bağlar(ın)dan bahçeler(in)den, pınar başlarından çıkarıp attık,

Şaban Piriş
Biz de onları, bahçelerden ve pınarlardan çıkardık.

Tefhim-ul Kuran
Böylelikle biz onları (Firavun ve kavmini) bahçelerden ve pınarlardan sürüp çıkardık;

Ümit Şimşek
İşte böyle çıkardık onları bahçelerinden, pınarlarından.

Süleyman Ateş
Böylece biz onları çıkardık: bahçeler(in)den, çeşmeler(in)den.

Yaşar Nuri Öztürk
Bunun üzerine biz onları bahçelerinden, pınarlarından çıkardık.

Edip Yüksel
Sonunda, onları çıkardık: Bahçelerden, çeşmelerden,