suara suresi 190. Ayet

1 . 2 . 3 . 4 . 5 . 6 . 7 . 8 . 9 . 10 . 11 . 12 . 13 . 14 . 15 . 16 . 17 . 18 . 19 . 20 . 21 . 22 . 23 . 24 . 25 . 26 . 27 . 28 . 29 . 30 . 31 . 32 . 33 . 34 . 35 . 36 . 37 . 38 . 39 . 40 . 41 . 42 . 43 . 44 . 45 . 46 . 47 . 48 . 49 . 50 . 51 . 52 . 53 . 54 . 55 . 56 . 57 . 58 . 59 . 60 . 61 . 62 . 63 . 64 . 65 . 66 . 67 . 68 . 69 . 70 . 71 . 72 . 73 . 74 . 75 . 76 . 77 . 78 . 79 . 80 . 81 . 82 . 83 . 84 . 85 . 86 . 87 . 88 . 89 . 90 . 91 . 92 . 93 . 94 . 95 . 96 . 97 . 98 . 99 . 100 . 101 . 102 . 103 . 104 . 105 . 106 . 107 . 108 . 109 . 110 . 111 . 112 . 113 . 114 . 115 . 116 . 117 . 118 . 119 . 120 . 121 . 122 . 123 . 124 . 125 . 126 . 127 . 128 . 129 . 130 . 131 . 132 . 133 . 134 . 135 . 136 . 137 . 138 . 139 . 140 . 141 . 142 . 143 . 144 . 145 . 146 . 147 . 148 . 149 . 150 . 151 . 152 . 153 . 154 . 155 . 156 . 157 . 158 . 159 . 160 . 161 . 162 . 163 . 164 . 165 . 166 . 167 . 168 . 169 . 170 . 171 . 172 . 173 . 174 . 175 . 176 . 177 . 178 . 179 . 180 . 181 . 182 . 183 . 184 . 185 . 186 . 187 . 188 . 189 . 190 . 191 . 192 . 193 . 194 . 195 . 196 . 197 . 198 . 199 . 200 . 201 . 202 . 203 . 204 . 205 . 206 . 207 . 208 . 209 . 210 . 211 . 212 . 213 . 214 . 215 . 216 . 217 . 218 . 219 . 220 . 221 . 222 . 223 . 224 . 225 . 226 . 227


إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَةً وَمَا كَانَ أَكْثَرُهُم مُّؤْمِنِينَ

İnne fî zâlike le âyeh(âyeten), ve mâ kâne ekseruhum mu’minîn(mu’minîne).


inne: muhakkak
fî zâlike: bunda var
le: elbette, mutlaka
âyeten: bir âyet, delil, ibret
ve mâ kâne: ve olmadı
ekseru-hum: onların çoğu
mu'minîne: îmân edenler, mü'min olanlar (Allah'a ulaşmayı dileyenler)


Hasan Basri Çantay
Şübhesiz bunda mutlak bir âyet vardır. (Fakat) onların çoğu îman ediciler değildir.

Ömer Nasuhi Bilmen
Muhakkak ki, bunda elbette bir ibret vardır. Halbuki, onların ekserisi mü'min kimseler olmadı.

Elmalılı Hamdi Yazır
Şüphesiz bunda mutlak bir âyet var, öyle iken ekserîsi mü'min olmadı

Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Şüphesiz bunda (alınacak) bir ibret vardır; ama çoğu iman etmedi.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Şüphesiz bunda bir âyet (alınacak bir ders) vardır. Ama çokları iman etmiş değillerdir.

Diyanet İşleri (eski)
Doğrusu bunda bir ders vardır. Fakat çoğu inanmamıştır.

Diyanet İşleri
Şüphesiz bunda bir ibret vardır. Onların çoğu ise iman etmiş değillerdir.

Diyanet Vakfi
Doğrusu bunda büyük bir ders vardır; ama çokları iman etmezler.

Celal Yıldırım
Bunda elbette bir öğüt ve ibret vardır. Zaten onların çoğu mü'min değildi.

Suat Yıldırım
Elbette bunda alınacak ibret vardır. Fakat onların ekserisi ders alıp da iman etmezler.

Ali Fikri Yavuz
Doğrusu bunda, (onlara yaptığımız bu helâk işinde), kendilerinden sonra gelenler için büyük bir ibret var, öyle iken çoğu mümin olmadı.

İbni Kesir
Muhakkak ki bunda bir ayet vardır. Ama onların çoğu mü'minler olmadı.

Abdulbaki Gölpınarlı
Şüphe yok ki bunda bir delil var, fakat halkın çoğu inanmaz.

Adem Uğur
Doğrusu bunda büyük bir ders vardır; ama çokları iman etmezler.

Ali Bulaç
Gerçekten, bunda bir ayet vardır, ama onların çoğu iman etmiş değildirler.

Bekir Sadak
Dogrusu bunda bir ders vardir. Fakat cogu inanmamistir.

Fizilal-il Kuran
Kuşku yok ki, bu olaydan alınacak dersler vardır. Onların çoğunluğu inanmamış kimselerdi.

Gültekin Onan
Gerçekten bunda bir ayet vardır, ama onların çoğu inançlı olmamıştır.

Muhammed Esed
Bu (kıssada da insanlar için) bir ders vardır; insanların çoğu (buna) inanmasalar da...

Şaban Piriş
İşte bu olayda da bir ibret vardır, fakat onların çoğu yine de inanmış değildir.

Tefhim-ul Kuran
Hiç şüphe yok, bunda bir ayet vardır, ama onların çoğu iman etmiş değildirler.

Ümit Şimşek
İşte bunda bir âyet vardır. Fakat onların çoğu yine iman etmez.

Süleyman Ateş
Muhakkak ki bunda bir ibret vardır ama yine çokları inanmazlar.

Yaşar Nuri Öztürk
Bunda elbette bir ibret var ama onların çoğu inanan kişiler değildi.

Edip Yüksel
Bunda bir ders var; ancak çoğunluk inanmaz.