وَالَّذِي أَطْمَعُ أَن يَغْفِرَ لِي خَطِيئَتِي يَوْمَ الدِّينِ
Vellezî atmeu en yagfira lî hatîetî yevmed dîn(dîni).
| vellezî (ve ellezî) | : ve, ki o |
| atmeu | : umuyorum, istiyorum |
| en yagfira | : mağfiret etmesi |
| lî | : bana, beni |
| hatîetî | : benim hatalarım |
| yevme | : günü |
| ed dîni | : dîn |
«Ceza gününde kusurlarımı yarlığayacağını umduğum da Odur».
«Ve O'dur ki, cem gününde benim için kusurumu af ve setretmesini umarım (niyaz ederim.)»
Ve o ki ceza günü ben onun günahımı afiv buyurmasını niyaz ederim
Ve O ki, ceza gününde günahlarımı bağışlamasını ümit ederim.
«Ve hesap günü, hatamı bağışlayacağını umduğumdur.»
(75-83) İbrahim: 'Eski atalarınızın ve sizin nelere taptıklarınızı görüyor musunuz? Doğrusu onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak Alemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, doğru yola eriştiren de O'dur. Beni yediren de, içiren de O'dur. Hasta olduğumda bana O şifa verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek O'dur. Ahiret gününde yanılmalarımı bana bağışlamasını umduğum O'dur. Rabbim! Bana hikmet ver ve beni iyiler arasına kat.
“O, hesap gününde, hatalarımı bağışlayacağını umduğumdur.”
Ve hesap günü hatalarımı bağışlayacağını umduğum O'dur.
O ki, hesap-cezâ günü günah ve kusurlarımı bağışlamasını ummaktayım» dedi.
Büyük hesap günü günahlarımı bağışlayacağını umduğum ulu Rabbim de yine O’dur.
O’dur ki, hesab gününde günahımın bağışlanmasını kendisinden umarım.
Ve din günü günahlarımı bağışlamasını umduğum O'dur.
Ve öyle bir mâbuttur ki kıyâmet gününde umarım, hatâmı da yarlıgar.
Ve hesap günü hatalarımı bağışlayacağını umduğum O'dur.
"Din (ceza) günü hatalarımı bağışlayacağını umduğum da O'dur;"
(75-83) Ibrahim: «Eski atalarinizin ve sizin nelere taptiklarinizi goruyor musunuz? Dogrusu onlar benim dusmanimdir. Dostum ancak alemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, dogru yola eristiren de O'dur. Beni yediren de, iciren de O'dur. Hasta oldugumda bana O sifa verir. Beni ldurecek, sonra da diriltecek O'dur. Ahiret gununde yanilmalarimi bana bagislamasini umdugum O'dur. Rabbim! Bana hikmet ver ve beni iyiler arasina kat.
Hesaplaşma günü günahlarımı affedeceğini umduğum da O'dur.
"Din (ceza) günü hatalarımı bağışlayacağını umduğum da O'dur;"
Ve Hesap Günü'nde hatalarımı bağışlamasını umduğum kimse de O'dur.
Kıyamet günü günahlarımı bağışlamasını ümit ettiğim de O’dur.
«Din (Ceza) günü hatalarımı bağışlayacağını ummakta olduğum da O'dur;»
'Hesap gününde hatâlarımı bağışlayacağını umduğum da Odur.
"Cezâ günü hatâmı bağışlayacağını umduğum da O'dur."
"Din gününde hatalarımı affetmesini umup durduğum da O'dur."
' Yargı gününde, kusurlarımı bağışlayacağını umduğum da O'dur.'