وَإِنَّا لَجَمِيعٌ حَاذِرُونَ
Ve innâ le cemîun hâzirûn(hâzirûne).
| ve innâ | : ve muhakkak biz |
| le | : elbette, gerçekten |
| cemîun | : toplum, topluluk |
| hâzirûne | : sakınılan, korkulan, tedbir alan |
«Biz ise elbet uyanık bir cemâatiz».
«Ve şüphe yok ki, bizler elbette pek uyanık bir cemiyetiz.»
Biz ise uyanık ihtiyatlı bir cem'ıyyet bulunuyoruz, diyordu
biz ise uyanık ve tedbirli topluluk bulunuyoruz.» diyordu.
«Biz ise, elbette uyanık (ve tekvücut) bir cemaatız.» (diyor ve dedirtiyordu.)
(53-56) Bu arada Firavun şehirlere, 'Doğrusu bunlar bizi öfkelendiren döküntü azınlıklardır; hepimiz tedbirli olmalıyız' diyen münadiler gönderdi.
“Ama biz uyanık ve tedbirli bir topluluğuz.”
«Biz ise, elbette uyanık (ve yekvücut) bir cemaatız.» (diyor ve dedirtiyordu).
Doğrusu biz de uyanık tedbirli bir topluluğuzdur.»
Biz de elbette uyanık, tedbirli bir topluluğuz" diyordu.
Biz ise ihtiyatlı (silâh kuşanmış) bir topluluğuz.” (dedi).
Doğrusu biz, topluca tedbirli olmalıyız.
Bizse onların şerrine karşı uyanık ve kuvvetli bir topluluğuz diye haberler gönderdi.
Biz ise, elbette uyanık (ve yekvücut) bir cemaatız. (diyor ve dedirtiyordu).
Biz ise uyanık bir toplumuz" (dedi).
(53-56) Bu arada Firavun sehirlere, «Dogrusu bunlar bizi ofkelendiren dokuntu azinliklardir; hepimiz tedbirli olmaliyiz» diyen munadiler gonderdi.
Biz ihtiyatlı bir toplumuz.
"Biz ise uyanık bir toplumuz" (dedi).
çünkü (görüyorlar ki) biz birlik bütünlük içindeyiz ve her türlü tehdit ve tehlikeye karşı hazırlıklıyız;
Ama biz tedbirli bir toplumuz.
Biz ise uyanık bir toplumuz» (dedi).
'Biz ise zinde bir topluluğuz.'
"Biz, ihtiyatlı, koca bir cemaatiz."
"Biz ise dikkatli davranan koca bir kitleyiz."
'Biz ise çoğunluk olarak alarmda olmalıyız.'