suara suresi 103. Ayet

1 . 2 . 3 . 4 . 5 . 6 . 7 . 8 . 9 . 10 . 11 . 12 . 13 . 14 . 15 . 16 . 17 . 18 . 19 . 20 . 21 . 22 . 23 . 24 . 25 . 26 . 27 . 28 . 29 . 30 . 31 . 32 . 33 . 34 . 35 . 36 . 37 . 38 . 39 . 40 . 41 . 42 . 43 . 44 . 45 . 46 . 47 . 48 . 49 . 50 . 51 . 52 . 53 . 54 . 55 . 56 . 57 . 58 . 59 . 60 . 61 . 62 . 63 . 64 . 65 . 66 . 67 . 68 . 69 . 70 . 71 . 72 . 73 . 74 . 75 . 76 . 77 . 78 . 79 . 80 . 81 . 82 . 83 . 84 . 85 . 86 . 87 . 88 . 89 . 90 . 91 . 92 . 93 . 94 . 95 . 96 . 97 . 98 . 99 . 100 . 101 . 102 . 103 . 104 . 105 . 106 . 107 . 108 . 109 . 110 . 111 . 112 . 113 . 114 . 115 . 116 . 117 . 118 . 119 . 120 . 121 . 122 . 123 . 124 . 125 . 126 . 127 . 128 . 129 . 130 . 131 . 132 . 133 . 134 . 135 . 136 . 137 . 138 . 139 . 140 . 141 . 142 . 143 . 144 . 145 . 146 . 147 . 148 . 149 . 150 . 151 . 152 . 153 . 154 . 155 . 156 . 157 . 158 . 159 . 160 . 161 . 162 . 163 . 164 . 165 . 166 . 167 . 168 . 169 . 170 . 171 . 172 . 173 . 174 . 175 . 176 . 177 . 178 . 179 . 180 . 181 . 182 . 183 . 184 . 185 . 186 . 187 . 188 . 189 . 190 . 191 . 192 . 193 . 194 . 195 . 196 . 197 . 198 . 199 . 200 . 201 . 202 . 203 . 204 . 205 . 206 . 207 . 208 . 209 . 210 . 211 . 212 . 213 . 214 . 215 . 216 . 217 . 218 . 219 . 220 . 221 . 222 . 223 . 224 . 225 . 226 . 227


إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَةً وَمَا كَانَ أَكْثَرُهُم مُّؤْمِنِينَ

İnne fî zâlike le âyeh(âyeten), ve mâ kâne ekseruhum mu’minîn(mu’minîne).


inne: muhakkak
: içinde
zâlike: işte böylece
le: elbette
âyeten: bir âyet, ibret
ve mâ kâne: ve olmadı, değil
ekseru-hum: onların çoğu
mu'minîne: mü'minler


Hasan Basri Çantay
Şübhesiz ki bunda mutlak bir ibret vardır. (Fakat) onların çoğu îman ediciler değildir.

Ömer Nasuhi Bilmen
(103-104) Şüphe yok, bunda elbette bir ibret vardır. Halbuki onların ekserisi imân etmiş kimseler olmadı. Ve şüphe yok, senin Rabbin elbette O, azîzdir, rahîmdir.

Elmalılı Hamdi Yazır
Şübhesiz bunda mutlak bir âyet var, öyle iken ekserîsi mü'min olmadı

Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Şüphesiz bunda mutlaka alınacak bir ders vardır; öyle iken çoğu inanmadı.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Şüphesiz bunda bir âyet (alınacak bir ders) vardır; oysa çokları iman etmiş değillerdir.

Diyanet İşleri (eski)
Bunda şüphesiz bir ders vardır ama çoğu inanmamıştır.

Diyanet İşleri
Elbet bunda bir ibret vardır. Onların çoğu iman etmiş değillerdi.

Diyanet Vakfi
Bunda elbet (alınacak) büyük bir ders vardır; ama çokları iman etmezler.

Celal Yıldırım
Şüphesiz ki bu (anlatılanlarda bir öğüt ve ibret vardır; (ne yazık ki) onların çoğu imân etmemiştir.

Suat Yıldırım
Elbette bunda alınacak ibret vardır; fakat onların ekserisi ibret alıp da iman etmezler.

Ali Fikri Yavuz
Şüphesiz bu haberlerde kesin bir ibret var; öyle iken kavminin çoğu kendisine iman etmediler.

İbni Kesir
Muhakkak ki bunda bir ayet vardır. Ama onların çoğu mü'minler olmadı.

Abdulbaki Gölpınarlı
Şüphe yok ki bunda bir delil var, fakat halkın çoğu inanmaz.

Adem Uğur
Bunda elbet (alınacak) büyük bir ders vardır; ama çokları iman etmezler.

Ali Bulaç
Gerçekten, bunda bir ayet vardır, ama onların çoğu iman etmiş değildirler.

Bekir Sadak
Bunda suphesiz bir ders vardir ama cogu inanmamistir.

Fizilal-il Kuran
Kuşku yok ki, bu olaydan alınacak dersler vardır. Onların çoğunluğu inanmamış kimselerdi.

Gültekin Onan
Gerçekten bunda bir ayet vardır, ama onların çoğu inançlı olmamıştır.

Muhammed Esed
Şüphesiz bütün bunlarda (insanlar için) bir ders vardır, onların çoğu (buna) inanmasa da.

Şaban Piriş
İşte bunda da bir ibret vardır. Fakat onların çoğu yine de iman etmezler.

Tefhim-ul Kuran
Hiç şüphe yok, bunda bir ayet vardır, ama onların çoğu iman etmiş değildirler.

Ümit Şimşek
İşte bunda bir âyet vardır. Fakat onların çoğu yine iman etmez.

Süleyman Ateş
Muhakkak ki bunda bir ibret vardır, ama yine çokları inanmazlar."

Yaşar Nuri Öztürk
Kuşkusuz, bütün bunlarda mutlaka bir ibret vardır. Ama onların çoğu müminler değil.

Edip Yüksel
Bunda bir ders var; ancak çoğunluk inanmaz.