إِنْ هَذَا إِلَّا خُلُقُ الْأَوَّلِينَ
İn hâzâ illâ hulukul evvelîn(evvelîne).
| in | : eğer, ancak |
| hâzâ | : bu |
| illâ | : dan başka değil |
| huluku | : yaratıldı |
| el evvelîne | : öncekiler, evvelkiler |
«Bu, evvelkilerin aadetinden başka (bir şey) değildir».
(137-138) «Bu, evvelkilerin adetinden başka bir şey değildir.» «Ve bizler ise muazzep olacaklar değiliz.»
Bu sırf eskilerin âdeti
Bu sadece eskilerin adetidir
«Bu sırf eskilerin âdetidir.»
(137-138) Bu durumumuz öncekilerin geleneğidir. Biz azaba uğratılacak da değiliz' dediler.
“Bu, öncekilerin geleneklerinden başka bir şey değildir.”
Bu, öncekilerin geleneğinden başka bir şey değildir.
Bu tutumunuz, öncekilerin (sürüp gelen) âdetlerinden başkası değildir.
(136-138) "Sen" dediler, "Ha böyle nasihat etmiş, ha etmemişsin, bize göre hepsi bir. Bizim tuttuğumuz yol, önceki atalarımızın sürüp gelen âdetlerinden başka bir şey değildir. Biz bundan ötürü de cezalandırılacak değiliz!"
Bu bize getirdiğin, evvelkilerin yalanından başkası değildir.
Bu, öncekilerin adetinden başka bir şey değildir.
Bu, önce gelip geçenlerin uydurmalarından başka bir şey değil.
Bu, öncekilerin geleneğinden başka bir şey değildir.
"Bu, geçmiştekilerin geleneksel tutumundan başkası değildir."
(137-13) 8 Bu durumumuz oncekilerin gelenegidir. Biz azaba ugratilacak da degiliz» dediler.
Bu uygulamalarımız, eski atalarımızdan bize gelen geleneklerden başka birşey değildir.
"Bu, geçmiştekilerin 'geleneksel tutumundan' başkası değildir."
"Bu (benimsediğimiz tutum) atalarımızın tutumundan başka bir şey değil ki..!
Bu, ancak öncekilerin geleneğidir.
«Bu, geçmiştekilerin geleneksel tutumundan başkası değildir.»
'Bu yaptıklarımız, öncekilerin âdetinden başka birşey değildir.
"Bu (davranışımız), sadece evvelkilerin ahlâkı (ve geleneği)dir."
"Bu, öncekilerin uydurmalarından başka şey değil."
'Bu, bizden öncekilerin izlediği yaşantı biçimidir.'