suara suresi 119. Ayet

1 . 2 . 3 . 4 . 5 . 6 . 7 . 8 . 9 . 10 . 11 . 12 . 13 . 14 . 15 . 16 . 17 . 18 . 19 . 20 . 21 . 22 . 23 . 24 . 25 . 26 . 27 . 28 . 29 . 30 . 31 . 32 . 33 . 34 . 35 . 36 . 37 . 38 . 39 . 40 . 41 . 42 . 43 . 44 . 45 . 46 . 47 . 48 . 49 . 50 . 51 . 52 . 53 . 54 . 55 . 56 . 57 . 58 . 59 . 60 . 61 . 62 . 63 . 64 . 65 . 66 . 67 . 68 . 69 . 70 . 71 . 72 . 73 . 74 . 75 . 76 . 77 . 78 . 79 . 80 . 81 . 82 . 83 . 84 . 85 . 86 . 87 . 88 . 89 . 90 . 91 . 92 . 93 . 94 . 95 . 96 . 97 . 98 . 99 . 100 . 101 . 102 . 103 . 104 . 105 . 106 . 107 . 108 . 109 . 110 . 111 . 112 . 113 . 114 . 115 . 116 . 117 . 118 . 119 . 120 . 121 . 122 . 123 . 124 . 125 . 126 . 127 . 128 . 129 . 130 . 131 . 132 . 133 . 134 . 135 . 136 . 137 . 138 . 139 . 140 . 141 . 142 . 143 . 144 . 145 . 146 . 147 . 148 . 149 . 150 . 151 . 152 . 153 . 154 . 155 . 156 . 157 . 158 . 159 . 160 . 161 . 162 . 163 . 164 . 165 . 166 . 167 . 168 . 169 . 170 . 171 . 172 . 173 . 174 . 175 . 176 . 177 . 178 . 179 . 180 . 181 . 182 . 183 . 184 . 185 . 186 . 187 . 188 . 189 . 190 . 191 . 192 . 193 . 194 . 195 . 196 . 197 . 198 . 199 . 200 . 201 . 202 . 203 . 204 . 205 . 206 . 207 . 208 . 209 . 210 . 211 . 212 . 213 . 214 . 215 . 216 . 217 . 218 . 219 . 220 . 221 . 222 . 223 . 224 . 225 . 226 . 227


فَأَنجَيْنَاهُ وَمَن مَّعَهُ فِي الْفُلْكِ الْمَشْحُونِ

Fe enceynâhu ve men meahu fîl fulkil meşhûn(meşhûni).


fe: böylece
enceynâ-hu: onu kurtardık
ve men: ve kimseleri
mea-hu: onunla beraber
fîl fulki (fî el fulki): gemi içinde, gemide
el meşhûni: dolu


Hasan Basri Çantay
Bunun üzerine biz onu da, beraberinde olanları da o dolu (yüklü) geminin içinde selâmete erdirdik.

Ömer Nasuhi Bilmen
Binaenaleyh O'nu ve O'nunla beraber dolmuş gemide bulunanları necâta erdirdik.

Elmalılı Hamdi Yazır
Bunun üzerine biz de onu ve beraberindekileri o dolu gemide necata çıkardık

Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Bunun üzerine Biz de onu ve beraberindekileri, o dolu gemide taşıyarak kurtardık.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Bunun üzerine biz de onu ve beraberindekileri, o dolu gemide taşıyarak kurtardık.

Diyanet İşleri (eski)
Bunun üzerine onu ve beraberinde bulunanları, dolu bir gemi içinde taşıyarak kurtardık.

Diyanet İşleri
Derken biz onu ve beraberindekileri dolu geminin içinde (taşıyıp) kurtardık.

Diyanet Vakfi
Bunun üzerine biz onu ve beraberindekileri, o dolu geminin içinde (taşıyarak) kurtardık.

Celal Yıldırım
Bunun üzerine biz de onu ve beraberindekileri (binenlerle ve yüklenen şeylerle) dolan gemide kurtardık.

Suat Yıldırım
Hülasa Biz de onu ve yanındakileri o yükle dolu gemi içinde kurtardık.

Ali Fikri Yavuz
Bunun üzerine biz, onu ve beraberindekileri, o yükle dolu geminin içinde selâmete çıkardık.

İbni Kesir
Bunun üzerine Biz de, onu ve beraberindekileri, dolu bir gemi içinde kurtardık.

Abdulbaki Gölpınarlı
Derken onu da o dopdolu gemiyle kurtardık, onunla berâber bulunanları da.

Adem Uğur
Bunun üzerine biz onu ve beraberindekileri, o dolu geminin içinde (taşıyarak) kurtardık.

Ali Bulaç
Bunun üzerine, onu ve onunla birlikte olanları (insan ve hayvanlarla) yüklü gemi içinde kurtardık.

Bekir Sadak
Bunun uzerine onu ve beraberinde bulunanlari, dolu bir gemi icinde tasiyarak kurtardik.

Fizilal-il Kuran
Bunun üzerine Nuh'u ve yanındakileri dolu bir gemiye bindirerek kurtardık.

Gültekin Onan
Bunun üzerine, onu ve onunla birlikte olanları (insan ve hayvanlarla) yüklü gemi içinde kurtardık.

Muhammed Esed
Ve bunun üzerine Biz de, onu ve onunla beraber olanları dopdolu bir gemi içinde kurtardık.

Şaban Piriş
Bunun üzerine biz, onu ve yanındakileri o yüklü gemide kurtuluşa erdirdik.

Tefhim-ul Kuran
Bunun üzerine, onu ve onunla birlikte olanları (insan ve hayvanlarla) yüklü gemi içinde kurtardık.

Ümit Şimşek
Biz de onu ve dolu gemide onunla beraber olanları kurtardık.

Süleyman Ateş
Biz de onu ve onunla beraber bulunanları, dolu gemi içinde kurtardık.

Yaşar Nuri Öztürk
Bunun üzerine biz, onu da beraberindekileri de o yüklü gemide kurtardık.

Edip Yüksel
Onu ve yanındakileri yüklü bir gemiyle kurtardık.