إِنَّهُمْ عَنِ السَّمْعِ لَمَعْزُولُونَ
İnnehum anis sem’i le ma’zûlûn(ma’zûlûne).
| inne-hum | : muhakkak ki onlar |
| anis sem'i (an es sem'i) | : işitmekten |
| le | : gerçekten, kesinlikle, kesin olarak |
| ma'zûlûne | : azledilmiş olanlar, uzak tutulmuş, men edilmiş olanlar |
Şübhe yok ki onlar (meleklerin sözünü) işitmekden kat'î surerde azledilmişlerdir.
Şüphe yok ki, onlar işitmekten elbette azledilmişlerdir.
Onlar işitmekten sureti kat'ıyyede azledilmişlerdir
Onlar (vahyi) işitmekten kesinlikle mahrum edilmişlerdir.
Şüphesiz onlar vahyi işitmekten uzak tutulmuşlardır.
Doğrusu onlar vahyi dinlemekten uzak tutulmuşlardır.
Çünkü onlar (vahyi) işitmekten uzaklaştırılmışlardır.
Şüphesiz onlar, vahyi işitmekten uzak tutulmuşlardır.
Onlar (inen vahyi) dinlemekten kesinlikle uzak tutulmuşlardır.
Çünkü onlar vahyi işitmekten kesinlikle menedilmişlerdir.
Şeytanlar, vahyi işitmekten kesin olarak menedilmişlerdir.
Onlar, gerçekten işitmekten uzak tutuldular.
Şüphe yok ki onlar, vahyi duymaktan uzaklaştırılmışlardır.
Şüphesiz onlar, vahyi işitmekten uzak tutulmuşlardır.
Çünkü onlar, (vahyedileni) işitmekten kesin olarak uzak tutulmuşlardır.
Dogrusu onlar vahyi dinlemekten uzak tutulmuslardir.
Çünkü onların vahyi işitmeleri engellenmiştir.
Çünkü onlar, (vahyedileni) işitmekten kesin olarak uzak tutulmuşlardır.
Ayrıca, onların onu dinlemeleri (de) kesin olarak engellenmiştir!
Çünkü onlar, vahyi dinlemekten uzak tutulmuşlardır.
Çünkü onlar, (vahyedileni) işitmekten kesin olarak uzak tutulmuşlardır.
Zaten onlar vahyi işitmekten alıkonmuşlardır.
Çünkü onlar, (meleklerin sözlerini) işitmekten uzaklaştırılmışlardır.
Çünkü onlar, dinleyişten azledilmişlerdir.
Çünkü onlar işitmekten men edilmişlerdir.