suara suresi 32. Ayet

1 . 2 . 3 . 4 . 5 . 6 . 7 . 8 . 9 . 10 . 11 . 12 . 13 . 14 . 15 . 16 . 17 . 18 . 19 . 20 . 21 . 22 . 23 . 24 . 25 . 26 . 27 . 28 . 29 . 30 . 31 . 32 . 33 . 34 . 35 . 36 . 37 . 38 . 39 . 40 . 41 . 42 . 43 . 44 . 45 . 46 . 47 . 48 . 49 . 50 . 51 . 52 . 53 . 54 . 55 . 56 . 57 . 58 . 59 . 60 . 61 . 62 . 63 . 64 . 65 . 66 . 67 . 68 . 69 . 70 . 71 . 72 . 73 . 74 . 75 . 76 . 77 . 78 . 79 . 80 . 81 . 82 . 83 . 84 . 85 . 86 . 87 . 88 . 89 . 90 . 91 . 92 . 93 . 94 . 95 . 96 . 97 . 98 . 99 . 100 . 101 . 102 . 103 . 104 . 105 . 106 . 107 . 108 . 109 . 110 . 111 . 112 . 113 . 114 . 115 . 116 . 117 . 118 . 119 . 120 . 121 . 122 . 123 . 124 . 125 . 126 . 127 . 128 . 129 . 130 . 131 . 132 . 133 . 134 . 135 . 136 . 137 . 138 . 139 . 140 . 141 . 142 . 143 . 144 . 145 . 146 . 147 . 148 . 149 . 150 . 151 . 152 . 153 . 154 . 155 . 156 . 157 . 158 . 159 . 160 . 161 . 162 . 163 . 164 . 165 . 166 . 167 . 168 . 169 . 170 . 171 . 172 . 173 . 174 . 175 . 176 . 177 . 178 . 179 . 180 . 181 . 182 . 183 . 184 . 185 . 186 . 187 . 188 . 189 . 190 . 191 . 192 . 193 . 194 . 195 . 196 . 197 . 198 . 199 . 200 . 201 . 202 . 203 . 204 . 205 . 206 . 207 . 208 . 209 . 210 . 211 . 212 . 213 . 214 . 215 . 216 . 217 . 218 . 219 . 220 . 221 . 222 . 223 . 224 . 225 . 226 . 227


فَأَلْقَى عَصَاهُ فَإِذَا هِيَ ثُعْبَانٌ مُّبِينٌ

Fe elkâ asâhu fe izâ hiye su’bânun mubîn(mubînun).


fe: o zaman, bunun üzerine
elkâ: attı
asâ-hu: onun asası
fe izâ: o zaman, böylece
hiye: o
su'bânun: yılan, ejderha
mubînun: apaçık


Hasan Basri Çantay
Bunun üzerine (Muusâ) asaasını bırakıverdi. Birde (ne görsünler) o, apaçık bir ejderha!

Ömer Nasuhi Bilmen
Bunun üzerine asasını bırakıverdi, o hemen bir apaçık ejderha kesildi.

Elmalılı Hamdi Yazır
Bunun üzerine Asasını bırakıverdi, apaçık bir ejderha kesiliverdi

Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Bunun üzerine (Musa) asasını bırakıverdi; apaçık bir ejderha oluverdi;

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Bunun üzerine Musa asâsını bırakıverdi; apaçık bir ejderha oluverdi.

Diyanet İşleri (eski)
Bunun üzerine Musa değneğini attı, besbelli bir yılan oluverdi.

Diyanet İşleri
Bunun üzerine Mûsâ, asasını attı, bir de ne görsünler, asa açıkça kocaman bir yılan olmuş.

Diyanet Vakfi
Bunun üzerine Musa asâsını atıverdi; bir de ne görsünler, asâ apaçık koca bir yılan (oluvermiş)!

Celal Yıldırım
Bunun üzerine Musâ, Asâ'sını yere bırakıverdi, derken o çok açık ve belirgin ölçüde bir ejderha (oluverdi).

Suat Yıldırım
Bunun üzerine Mûsa asâsını yere attı. Bir de ne görsünler: Değnek her haliyle tam bir ejderha oluvermiş!

Ali Fikri Yavuz
Bunun üzerine Mûsa asâsını bırakıverdi; apaçık bir ejderha oluverdi.

İbni Kesir
Bunun üzerine o asasını attı, bir de ne görsün; apaçık bir ejderhadır.

Abdulbaki Gölpınarlı
Mûsâ, sopasını attı, sopa hemen apaçık görünen koca bir ejderhâ oldu.

Adem Uğur
Bunun üzerine Musa asâsını atıverdi; bir de ne görsünler, asâ apaçık koca bir yılan (oluvermiş)!

Ali Bulaç
Bunun üzerine asasını bırakıverdi, bir de (ne görsünler) o, açıkça bir ejderha oluverdi.

Bekir Sadak
Bunun uzerine Musa degnegini atti, besbelli bir yilan oluverdi.

Fizilal-il Kuran
Bunun üzerine Musa elindeki değneği yere attı, değnek o anda sahici bir yılan oluverdi.

Gültekin Onan
Bunun üzerine asasını bırakıverdi, bir de (ne görsünler) o, açıkça bir ejderha oluverdi.

Muhammed Esed
Bunun üzerine (Musa) asasını yere bıraktı, bir de ne görsünler, (her haliyle) düpedüz bir yılan!

Şaban Piriş
Bunun üzerine Musa asasını atmış ve o da hemen apaçık bir yılan oluvermişti.

Tefhim-ul Kuran
Bunun üzerine asasını bırakıverdi, bir de (ne görsünler) o, açıkça bir ejderha oluverdi.

Ümit Şimşek
Musa asâsını yere bıraktığında o koca bir yılan kesiliverdi.

Süleyman Ateş
(Mûsâ), asâsını attı, bir de (baktılar ki) o apaçık bir ejderha!

Yaşar Nuri Öztürk
O da asasını attı. Bir de ne görsünler, asa korkunç bir ejderha oluvermiş.

Edip Yüksel
Değneğini atınca apaçık bir yılan oluverdi.