suara suresi 96. Ayet

1 . 2 . 3 . 4 . 5 . 6 . 7 . 8 . 9 . 10 . 11 . 12 . 13 . 14 . 15 . 16 . 17 . 18 . 19 . 20 . 21 . 22 . 23 . 24 . 25 . 26 . 27 . 28 . 29 . 30 . 31 . 32 . 33 . 34 . 35 . 36 . 37 . 38 . 39 . 40 . 41 . 42 . 43 . 44 . 45 . 46 . 47 . 48 . 49 . 50 . 51 . 52 . 53 . 54 . 55 . 56 . 57 . 58 . 59 . 60 . 61 . 62 . 63 . 64 . 65 . 66 . 67 . 68 . 69 . 70 . 71 . 72 . 73 . 74 . 75 . 76 . 77 . 78 . 79 . 80 . 81 . 82 . 83 . 84 . 85 . 86 . 87 . 88 . 89 . 90 . 91 . 92 . 93 . 94 . 95 . 96 . 97 . 98 . 99 . 100 . 101 . 102 . 103 . 104 . 105 . 106 . 107 . 108 . 109 . 110 . 111 . 112 . 113 . 114 . 115 . 116 . 117 . 118 . 119 . 120 . 121 . 122 . 123 . 124 . 125 . 126 . 127 . 128 . 129 . 130 . 131 . 132 . 133 . 134 . 135 . 136 . 137 . 138 . 139 . 140 . 141 . 142 . 143 . 144 . 145 . 146 . 147 . 148 . 149 . 150 . 151 . 152 . 153 . 154 . 155 . 156 . 157 . 158 . 159 . 160 . 161 . 162 . 163 . 164 . 165 . 166 . 167 . 168 . 169 . 170 . 171 . 172 . 173 . 174 . 175 . 176 . 177 . 178 . 179 . 180 . 181 . 182 . 183 . 184 . 185 . 186 . 187 . 188 . 189 . 190 . 191 . 192 . 193 . 194 . 195 . 196 . 197 . 198 . 199 . 200 . 201 . 202 . 203 . 204 . 205 . 206 . 207 . 208 . 209 . 210 . 211 . 212 . 213 . 214 . 215 . 216 . 217 . 218 . 219 . 220 . 221 . 222 . 223 . 224 . 225 . 226 . 227


قَالُوا وَهُمْ فِيهَا يَخْتَصِمُونَ

Kâlû ve hum fîhâ yahtesımûn(yahtesımûne).


kâlû: dediler
ve hum: ve onlar
fî-hâ: orada
yahtesımûne: hasım olarak (düşmanca) çekişirler


Hasan Basri Çantay
Orada birbiriyle çekişerek şöyle dediler:

Ömer Nasuhi Bilmen
(96-97) Ve onlar orada birbirleriyle husumette bulunarak diyecekler ki: «Allah'a kasem olsun, biz apaçık bir sapıklık içinde imişiz.»

Elmalılı Hamdi Yazır
(95-96) Ve bütün o İblis orduları onun içinde birbirleriyle çekişirlerken şöyle demektedirler

Elmalılı (sadeleştirilmiş)
onun içinde birbirleriyle çekişirlerken şöyle demektedirler:

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
(95-96) Ve bütün o İblis orduları onun içinde birbirleriyle çekişirlerken dediler ki:

Diyanet İşleri (eski)
(96-102) Orada putlarıyla çekişerek: 'Vallahi biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi Alemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; bizi saptıranlar ancak suçlulardır; şimdi şefaatçimiz, yakın bir dostumuz yoktur; keşke geriye bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak' derler.

Diyanet İşleri
Orada onlar taptıklarıyla çekişerek şöyle derler:

Diyanet Vakfi
Orada birbirleriyle çekişerek şöyle derler:

Celal Yıldırım
Orada tartışıp çekişerek derler ki:

Suat Yıldırım
(96-102) Orada putlarıyla çekişirken şöyle derler "Vallahi de, tallahi de biz besbelli bir sapıklık içinde imişiz!" "Çünkü biz sizi Rabbülâlemin ile bir tutuyorduk. Ama bizi saptıranlar da, o mücrimler oldu." "Şimdi artık ne şefaatçimiz var bizim, ne candan bir dostumuz!" "Ah! Ne olurdu, imkân olsa da dünyaya bir dönsek ve müminlerden olsaydık!"

Ali Fikri Yavuz
Kâfirler, putları ve öncüleriyle cehennemde çekişirlerken, birbirlerine şöyle demektedirler:

İbni Kesir
Orada birbirleriyle çekişerek derler ki:

Abdulbaki Gölpınarlı
Orada birbirleriyle çekişerek derler ki.

Adem Uğur
Orada birbirleriyle çekişerek şöyle derler:

Ali Bulaç
Orada birbirleriyle çekişip tartışarak derler ki:

Bekir Sadak
(96-102) Orada putlariyla cekiserek: «Vallahi biz apacik bir sapiklikta idik; cunku biz sizi alemlerin Rabbine esit tutmustuk; bizi saptiranlar ancak suclulardir; simdi sefaatcimiz, yakin bir dostumuz yoktur; keski geriye bir donusumuz olsa da inananlardan olsak derler.

Fizilal-il Kuran
Orada birbirleri ile tartışmaya tutuşarak derler ki,

Gültekin Onan
Orada birbirleriyle çekişip tartışarak derler ki:

Muhammed Esed
O Gün orada onlar, birbirlerini suçlayarak derler ki:

Şaban Piriş
Orada, birbirleriyle çekişerek, şöyle derler:

Tefhim-ul Kuran
Orada birbirleriyle çekişip tartışarak derler ki:

Ümit Şimşek
Cehennemde çekişip dururken derler ki:

Süleyman Ateş
Onlar orada (putlarıyle) çekişerek derler ki:

Yaşar Nuri Öztürk
Onun içinde birbiriyle çekişirlerken şöyle derler:

Edip Yüksel
Orada çekişerek şöyle konuşacaklar: