suara suresi 8. Ayet

1 . 2 . 3 . 4 . 5 . 6 . 7 . 8 . 9 . 10 . 11 . 12 . 13 . 14 . 15 . 16 . 17 . 18 . 19 . 20 . 21 . 22 . 23 . 24 . 25 . 26 . 27 . 28 . 29 . 30 . 31 . 32 . 33 . 34 . 35 . 36 . 37 . 38 . 39 . 40 . 41 . 42 . 43 . 44 . 45 . 46 . 47 . 48 . 49 . 50 . 51 . 52 . 53 . 54 . 55 . 56 . 57 . 58 . 59 . 60 . 61 . 62 . 63 . 64 . 65 . 66 . 67 . 68 . 69 . 70 . 71 . 72 . 73 . 74 . 75 . 76 . 77 . 78 . 79 . 80 . 81 . 82 . 83 . 84 . 85 . 86 . 87 . 88 . 89 . 90 . 91 . 92 . 93 . 94 . 95 . 96 . 97 . 98 . 99 . 100 . 101 . 102 . 103 . 104 . 105 . 106 . 107 . 108 . 109 . 110 . 111 . 112 . 113 . 114 . 115 . 116 . 117 . 118 . 119 . 120 . 121 . 122 . 123 . 124 . 125 . 126 . 127 . 128 . 129 . 130 . 131 . 132 . 133 . 134 . 135 . 136 . 137 . 138 . 139 . 140 . 141 . 142 . 143 . 144 . 145 . 146 . 147 . 148 . 149 . 150 . 151 . 152 . 153 . 154 . 155 . 156 . 157 . 158 . 159 . 160 . 161 . 162 . 163 . 164 . 165 . 166 . 167 . 168 . 169 . 170 . 171 . 172 . 173 . 174 . 175 . 176 . 177 . 178 . 179 . 180 . 181 . 182 . 183 . 184 . 185 . 186 . 187 . 188 . 189 . 190 . 191 . 192 . 193 . 194 . 195 . 196 . 197 . 198 . 199 . 200 . 201 . 202 . 203 . 204 . 205 . 206 . 207 . 208 . 209 . 210 . 211 . 212 . 213 . 214 . 215 . 216 . 217 . 218 . 219 . 220 . 221 . 222 . 223 . 224 . 225 . 226 . 227


إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَةً وَمَا كَانَ أَكْثَرُهُم مُّؤْمِنِينَ

İnne fî zâlike le âyeh(âyeten), ve mâ kâne ekseruhum mu’minîn(mu’minîne).


inne: muhakkak
fî zâlike: bunda
le: elbette, gerçekten
âyeten: âyet
ve mâ kâne: ve olmadı
ekseru-hum: onların çoğu
mu'minîne: mü'minler


Hasan Basri Çantay
Şübhesiz ki bunlardan (Hakkın kemâl-i kudretine) elbet birer, nişane vardır. (Fakat) onların çoğu îman edici değildirler.

Ömer Nasuhi Bilmen
Şüphe yok ki, bunda elbette bir ibret vardır. Halbuki, onların ekserisi imân etmiş kimseler olmadı.

Elmalılı Hamdi Yazır
Şübhesiz ki bunda mutlak bir âyet var, hemde ekserîsi mü'min olmadı

Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Şüphesiz ki, bunda mutlak bir ibret vardır; ama çoğu iman etmedi.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Şüphesiz ki bunda mutlak bir âyet (nişane) vardır; ama onların çoğu iman etmezler.

Diyanet İşleri (eski)
Şüphesiz bunlarda Allah'ın kudretine işaret vardır, ama çoğu inanmazlar.

Diyanet İşleri
Şüphesiz bunlarda (Allah’ın varlığına) bir delil vardır, ama onların çoğu inanmamaktadırlar.

Diyanet Vakfi
Şüphesiz bunlarda (Allah'ın kudretine) bir nişâne vardır; ama çoğu iman etmezler.

Celal Yıldırım
Şüphesiz ki bunda açık bir belge vardır, ama onların çoğu inanmazlar.

Suat Yıldırım
Elbette bunda alınacak ibret vardır; fakat onların ekserisi ibret alıp da iman etmezler.

Ali Fikri Yavuz
Şüphesiz ki bu nebatları bitirmekte (Allah’ın kudretine, merhamet ve nimetinin genişliğine delâlet eden) bir alâmet vardır. Bununla beraber onların çoğu mümin olmadılar.

İbni Kesir
Muhakkak ki bunda, bir ayet vardır. Ama onların çoğu mü'min olmadılar.

Abdulbaki Gölpınarlı
Bunda bir delil var elbette ve çoğu inanmaz gene de.

Adem Uğur
Şüphesiz bunlarda (Allah'ın kudretine) bir nişâne vardır; ama çoğu iman etmezler.

Ali Bulaç
Şüphesiz, bunda bir ayet vardır; ancak onların çoğu mü'min değildirler.

Bekir Sadak
suphesiz bunlarda Allah'in kudretine isaret vardir, ama cogu inanmazlar.

Fizilal-il Kuran
Hiç kuşkusuz bunda, üstün gücümüzü kanıtlayan bir ayet vardır, ama onların çoğu inanmazlar.

Gültekin Onan
Şüphesiz, bunda bir ayet vardır ancak onların çoğu inançlı olmamışlardır.

Muhammed Esed
Şüphesiz, bunda (insanlar için çıkarılacak) bir ders vardır; ama onlardan çoğu (buna) inanmazlar.

Şaban Piriş
İşte bunda da bir işaret vardır. Buna rağmen onların çoğu inanacak değildir.

Tefhim-ul Kuran
Hiç şüphe yok, bunda bir ayet vardır; ancak onların çoğu mü'min değildirler.

Ümit Şimşek
İşte bunda bir âyet vardır. Fakat onların çoğu yine iman etmez.

Süleyman Ateş
Şüphesiz bunda bir ibret vardır, ama yine çokları inanıcı değillerdir.

Yaşar Nuri Öztürk
Bunda elbette bir mucize var, fakat onların çoğu mümin değiller.

Edip Yüksel
Bunda bir işaret vardır. Ama çokları inanacak değildir.