وَقِيلَ لِلنَّاسِ هَلْ أَنتُم مُّجْتَمِعُونَ
Ve kîle lin nâsi hel entum muctemiûn(muctemiûne).
| ve kîle | : ve denildi |
| li en nâsi | : insanlara |
| hel | : mı |
| entum | : siz |
| muctemiûne | : toplananlar |
Ve insanlara da: «Siz de toplamalar mısınız?» denildi.
(37-39) «Sana çok bilgin sâhirleri getirsinler.» Artık sâhirler, malum bir günün muayyen bir vaktinde toplanmış oldu. Ve nâsa da denildi ki: «Siz toplanıcılar mısınız?»
Ve halka siz toplu musunuz denildi
ve halka: «Siz de toplanır mısınız?» denildi.
Halka, «Siz de toplanıyor musunuz? (Haydi çabuk olun)» denildi.
İnsanlara: 'Siz de toplanır mısınız?' denildi.
İnsanlara da “Siz de toplanır mısınız?” denildi.
Halka: Siz de toplanıyor musunuz (haydi hemen toplanın), denildi.
Halka, «siz de toplandınız mı ?» denildi.
(39-40) Halka da: "Haydi ne duruyorsunuz, siz de toplansanıza!" "Umarız büyücüler galip gelirler, biz de onların dinlerine tâbi oluruz!" denildi.
İnsanlara da, “– toplanmış mısınız?” denildi.
İnsanlara: Siz de toplanır mısınız? denildi.
Halka da denildi ki siz de toplanıyor musunuz?
Halka: Siz de toplanıyor musunuz (haydi hemen toplanın), denildi.
Ve insanlara da: "Siz de toplanıyor musunuz?" dendi.
Insanlara: «Siz de toplanir misiniz?» denildi.
Halka da dediler ki, haydi toplanın bakalım.
Ve insanlara da: "Siz de toplanıyor musunuz?" dendi.
Ve halka da "Hepiniz toplandınız mı?" denildi,
Halka da: “Siz de toplandınız mı?” denildi.
Ve insanlara da: «Siz de toplanıyor musunuz?» dendi.
Ahaliye de 'Hepiniz toplandınız mı?' denildi.
Halka da: "Siz de toplanır mısınız?" denildi.
Halka da: "Siz de toplanır mısınız?" denildi.
Halka da, 'Siz de toplanır mısınız?' denildi.