فَلَوْ أَنَّ لَنَا كَرَّةً فَنَكُونَ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ
Fe lev enne lenâ kerraten fe nekûne minel mu’minîn(mu’minîne).
| fe lev enne | : keşke olsaydı |
| lenâ | : bize, bizim için |
| kerraten | : bir kere daha |
| fe | : o zaman |
| nekûne | : biz oluruz |
| min | : den |
| el mu'minîne | : mü'minler |
«Bizim için hakıykaten bir geri dönüş olsaydı da biz de mü'minlerden olsaydık».
«İmdi bizim için bir kere (geriye) dönüş olsa idi de artık mü'minlerden olsa idik.»
Bari bizim için geriye bir dönmek olsa idi de mü'minlerden olsa idik
Bari bizim için geriye (dünyaya) dönme imkanı olsaydı da, mü'minlerden olsaydık.»
«Ah keşke (dünyaya) bir kere daha dönebilsek de, müminlerden olabilseydik.»
(96-102) Orada putlarıyla çekişerek: 'Vallahi biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi Alemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; bizi saptıranlar ancak suçlulardır; şimdi şefaatçimiz, yakın bir dostumuz yoktur; keşke geriye bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak' derler.
“Keşke (dünyaya) bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak.”
Ah keşke bizim için (dünyaya) bir dönüş daha olsa da, müminlerden olsak!
Ah! Eğer bir defa daha (Dünya'ya) dönüşümüz olsaydı elbette mü'minlerden olurduk.
(96-102) Orada putlarıyla çekişirken şöyle derler "Vallahi de, tallahi de biz besbelli bir sapıklık içinde imişiz!" "Çünkü biz sizi Rabbülâlemin ile bir tutuyorduk. Ama bizi saptıranlar da, o mücrimler oldu." "Şimdi artık ne şefaatçimiz var bizim, ne candan bir dostumuz!" "Ah! Ne olurdu, imkân olsa da dünyaya bir dönsek ve müminlerden olsaydık!"
Bari bizim için geriye bir dönüş olsaydı da müminlerden olsak.”
Keşki bizim için geri dönüş olsa da, mü'minlerden olsak.
Ne olurdu bir kere daha dünyâya dönebilseydik de inananlardan olsaydık.
Ah keşke bizim için (dünyaya) bir dönüş daha olsa da, müminlerden olsak!
"Bizim bir kere daha (dünyaya dönüşümüz mümkün) olsaydı da iman edenlerden olabilseydik."
(96-102) Orada putlariyla cekiserek: «Vallahi biz apacik bir sapiklikta idik; cunku biz sizi alemlerin Rabbine esit tutmustuk; bizi saptiranlar ancak suclulardir; simdi sefaatcimiz, yakin bir dostumuz yoktur; keski geriye bir donusumuz olsa da inananlardan olsak derler.
Ah keşki, bir daha dünyaya dönebilsek de mü'minlerden olsak.
"Bizim bir kere daha (dünyaya dönüşümüz mümkün) olsaydı da inançlılardan olabilseydik."
N'olurdu, (o hayata) bir kere daha dönebilseydik de inananlardan olsaydık!"
Keşke bizim bir hakkımız daha olsaydı da müminlerden oluverseydik.
«Bizim bir kere daha (dünyaya dönüşümüz mümkün) olsaydı da iman edenlerden olabilseydik.»
'Ne olur, bir fırsatımız daha olsa da mü'minlerden olsaydık!'
"Âh keşke bir dönüşümüz daha olsa da inananlardan olsak!"
"Keşke bir dönüşünüz daha olsaydı da müminlerden olabilseydik."
'Bir şansımız daha olsaydı da, inananlar olsaydık.'