suara suresi 92. Ayet

1 . 2 . 3 . 4 . 5 . 6 . 7 . 8 . 9 . 10 . 11 . 12 . 13 . 14 . 15 . 16 . 17 . 18 . 19 . 20 . 21 . 22 . 23 . 24 . 25 . 26 . 27 . 28 . 29 . 30 . 31 . 32 . 33 . 34 . 35 . 36 . 37 . 38 . 39 . 40 . 41 . 42 . 43 . 44 . 45 . 46 . 47 . 48 . 49 . 50 . 51 . 52 . 53 . 54 . 55 . 56 . 57 . 58 . 59 . 60 . 61 . 62 . 63 . 64 . 65 . 66 . 67 . 68 . 69 . 70 . 71 . 72 . 73 . 74 . 75 . 76 . 77 . 78 . 79 . 80 . 81 . 82 . 83 . 84 . 85 . 86 . 87 . 88 . 89 . 90 . 91 . 92 . 93 . 94 . 95 . 96 . 97 . 98 . 99 . 100 . 101 . 102 . 103 . 104 . 105 . 106 . 107 . 108 . 109 . 110 . 111 . 112 . 113 . 114 . 115 . 116 . 117 . 118 . 119 . 120 . 121 . 122 . 123 . 124 . 125 . 126 . 127 . 128 . 129 . 130 . 131 . 132 . 133 . 134 . 135 . 136 . 137 . 138 . 139 . 140 . 141 . 142 . 143 . 144 . 145 . 146 . 147 . 148 . 149 . 150 . 151 . 152 . 153 . 154 . 155 . 156 . 157 . 158 . 159 . 160 . 161 . 162 . 163 . 164 . 165 . 166 . 167 . 168 . 169 . 170 . 171 . 172 . 173 . 174 . 175 . 176 . 177 . 178 . 179 . 180 . 181 . 182 . 183 . 184 . 185 . 186 . 187 . 188 . 189 . 190 . 191 . 192 . 193 . 194 . 195 . 196 . 197 . 198 . 199 . 200 . 201 . 202 . 203 . 204 . 205 . 206 . 207 . 208 . 209 . 210 . 211 . 212 . 213 . 214 . 215 . 216 . 217 . 218 . 219 . 220 . 221 . 222 . 223 . 224 . 225 . 226 . 227


وَقِيلَ لَهُمْ أَيْنَ مَا كُنتُمْ تَعْبُدُونَ

Ve kîle lehum eyne mâ kuntum ta’budûn(ta’budûne).


ve kîle: ve denildi
lehum: onlara
eyne: nerede
: şey
kuntum: oldunuz
ta'budûne: tapıyorsunuz


Hasan Basri Çantay
(92-93) Ve anlara: «Allâhı bırakıb da tapdıklarınız nerede? Size yardım ediyorlar mı, yahud kendi başlarına yardımları dokunuyor mu?» denilmişdir.

Ömer Nasuhi Bilmen
Ve onlara denildi: «İbadet eder olduğunuz şeyler nerede?»

Elmalılı Hamdi Yazır
(92-93) Ve bunlara hani nerede o Allahın gayrıdan taptıklarınız? Nasıl size yardım ediyorlar veya kendilerini kurtarıyorlar mı? denilmekte

Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Ve bunlara: «Hani nerede o taptıklarınız,

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
(92-93) Onlara, «Allah'ı bırakıp da taptıklarınız, hani nerede? Size yardım edebiliyorlar mı veya kendilerini kurtarabiliyorlar mı?» denilir.

Diyanet İşleri (eski)
(92-93) Onlara: 'Allah'ı bırakıp taptıklarınız nerededir. Size yardım ediyorlar mı veya kendilerine yardımları dokunuyor mu?' denilir.

Diyanet İşleri
(91-93) Cehennem de azgınlara gösterilecek ve onlara, “Allah’ı bırakıp da tapmakta olduklarınız nerede? Size yardım ediyorlar mı veya kendilerini kurtarabiliyorlar mı?” denilecek.

Diyanet Vakfi
(92-93) Onlara: Allah'tan gayrı taptıklarınız hani nerede? Size yardım edebiliyorlar mı veya kendilerine (olsun) yardımları dokunuyor mu? denilir.

Celal Yıldırım
(92-93) Onlara, Allah'tan başka taptıklarınız nerede ? Size yardım edebiliyorlar mı veya kendilerine yardımları oluyor mu ? denilir.

Suat Yıldırım
(92-93) Ve onlara: "Nerede o, Allah’tan başka taptıklarınız? Size yardım edebiliyorlar mı, kendilerini olsun kurtarabiliyorlar mı?" denilir.

Ali Fikri Yavuz
(92-93) Ve onlara: Allah’dan başka taptıklarınız nerede? Size yardım ediyorlar mı, veya kendilerini kurtarıyorlar mı? denilmekte...

İbni Kesir
Ve onlara denilir ki: Nerededir taptıklarınız?

Abdulbaki Gölpınarlı
Ve onlara, nerede kulluk ettikleriniz denilmiştir,

Adem Uğur
Onlara: Allah'tan gayrı taptıklarınız hani nerede? denilir.

Ali Bulaç
Ve onlara: "Tapmakta olduklarınız nerede?" denilir;

Bekir Sadak
(92-93) Onlara: «Allah'i birakip taptiklariniz nerededir. Size yardim ediyorlar mi veya kendilerine yardimlari dokunuyor mu?» denilir.

Fizilal-il Kuran
Sapıklara denir ki; «Hani vaktiyle taptığınız sözde ilahlar.

Gültekin Onan
Ve onlara: "Tapmakta olduklarınız nerede?" denilir.

Muhammed Esed
Ve onlara: "Nerede sizin bütün o tapınıp durduklarınız?" diye sorulacaktır,

Şaban Piriş
(92-93) Onlara: -Hani nerede, Allah’tan başka kendilerine kulluk ettikleriniz? Hiç size yardım ediyorlar veya kendilerini kurtarabiliyorlar mı? denilir.

Tefhim-ul Kuran
Ve onlara: «Tapınmakta olduklarınız nerede?» denilir.

Ümit Şimşek
Onlara denir ki: 'Nerede şimdi taptıklarınız-

Süleyman Ateş
Onlara "Hani taptıklarınız nerede?" denilir.

Yaşar Nuri Öztürk
Denir ki onlara: "O ibadet ettikleriniz nerede?"

Edip Yüksel
Onlara şöyle denir, 'Hani taptıklarınız nerede -'