وَاجْعَل لِّي لِسَانَ صِدْقٍ فِي الْآخِرِينَ
Vec’al lî lisâne sıdkın fîl âhırîn(âhırîne).
| vec'al (ve ic'al) | : ve kıl, yap |
| lî | : beni |
| lisâne | : konuşulan, lisan |
| sıdkın | : doğru, sadık |
| fî | : içinde, arasında |
| el âhırîne | : sonrakiler |
«(Benden) sonrakiler içinde benim için (bir) lisân-ı sıdk ver».
«Ve sonrakiler arasında benim için bir yâd-ı cemil nâsip kıl!»
Ve bana sonrakiler içinde bir «lisanı sıdık» tahsıys eyle
Ve bana gelecekler içinde güzel bir nam tahsis eyle!
«Sonra gelecekler içinde beni doğrulukla anılanlardan eyle!»
(84-89) Sonrakilerin beni güzel şekilde anmalarını sağla. Beni nimet cennetine varis olanlardan kıl. Babamı da bağışla, o şüphesiz sapıklardandır. İnsanların diriltileceği gün, Allah'a temiz bir kalble gelenden başka kimseye malın ve oğulların fayda vermeyeceği gün, beni rezil etme' demişti.
“Sonra gelecekler arasında beni doğrulukla anılanlardan kıl.”
Bana, sonra gelecekler içinde, iyilikle anılmak nasip eyle!
Sonra gelenler arasında doğru bir dil ile (anılmamı) bana sağla.
Gelecek nesiller içinde iyi nam bırakmayı, hayırla anılmayı nasib eyle bana.
Benden sonra gelecek ümmetler içinde, hayırla anılacak bana güzel bir yad kıl.
Ve sonrakiler içinde bana doğru söyler bir dil ihsan et.
Sonra gelenler arasında da güzel bir ad, san ver bana, doğrulukla andır beni.
Bana, sonra gelecekler içinde, iyilikle anılmak nasip eyle!
"Sonra gelecekler arasında bana bir doğruluk dili (lisan-ı sıdk) ver."
(84-89) Sonrakilerin beni guzel sekilde anmalarini sagla. Beni nimet cennetine varis olanlardan kil. Babami da bagisla, o suphesiz sapiklardandir. Insanlarin diriltilecegi gun, Allah'a temiz bir kalble gelenden baska kimseye malin ve ogullarin fayda vermeyecegi gun, beni rezil etme» demisti.
İlerdeki kuşaklar arasında doğruluğun sözcüsü olmamı nasip eyle.
"Sonra gelecekler arasında bana bir doğruluk dili (lisan-ı sıdk) ver."
ve gerçeği benden sonrakilere ulaştırabilme gücü ver bana;
..Ve beni, sonrakiler içinde “doğrunun sözcüsü” yap!
«Sonra gelecekler arasında bana bir doğruluk dili (lisan-ı sıdk) ver.»
'Bana, arkamdan hayırla anılmayı nasip et.
"Sonra gelenler arasında bana, bir doğruluk dili nasib eyle (sonraki nesiller arasında hayır ile anılmamı sağla)!"
"Sonradan gelecekler arasında benimle ilgili doğru/isabetli bir dil oluştur."
'Beni, sonraki nesiller için iyi bir örnek kıl.'