وَتَرَكْنَا عَلَيْهِ فِي الْآخِرِينَ
Ve tereknâ aleyhi fîl âhirîn(âhirîne).
| ve tereknâ | : ve biz bıraktık |
| aleyhi | : ona |
| fî el âhirîne | : sonrakiler arasında |
Sonra gelen (peygamberler ve ümmet) ler arasında da ona (iyi bir nâm) bırakdık.
Ve onun üzerine sonra gelenler arasında (bir zikr-i cemîl) bıraktık.
Hem de namına bıraktık sonrakiler içinde
Hem de sonradan gelenler içinde namını bıraktık.
Hem de sonradan gelenler içinde güzel bir namını bıraktık.
(78-79) Sonra gelenler içinde 'Alemlerde, Nuh'a selam olsun' diye ona iyi bir ün bıraktık.
Sonradan gelenler arasında ona güzel bir ad bıraktık.
Sonradan gelenler içinde ona iyi bir nam bıraktık
Sonra gelenler içinde Onun (şerefli ismini) bıraktık.
Sonraki nesiller içinde de ona iyi bir nam bıraktık:
Hem de Nûh için, sonradan gelenler içinde iyi bir yâd bıraktık.
Sonrakiler arasında ona da bıraktık.
Ve sonradan gelenler arasında da ona iyi bir ad, san verdik.
Sonradan gelenler içinde ona iyi bir nam bıraktık
Sonra gelenler arasında ona (hayırlı ve şerefli bir isim) bıraktık.
(78-79) Sonra gelenler icinde «Alemlerde, Nuh'a selam olsun» diye ona iyi bir un biraktik.
Sonra gelenler arasında O'na iyi bir ün bıraktık.
Sonra gelenler arasında ona (hayırlı ve şerefli bir isim) bıraktık.
ve böylece onun sonraki kuşaklar arasında yaşayıp anılmasını sağladık.
Sonradan gelenler arasında namını yaşattık.
Sonra gelenler arasında da ona (hayırlı ve şerefli bir isim) bıraktık.
Ardında da onun için iyi bir nam bıraktık.
Sonra gelenler arasında ona (iyi bir ün) bıraktık:
Sonrakiler içinde, ona işaret eden bir şey bıraktık.
Ve biz onu daha sonrakiler için bıraktık.