إِنَّهُمْ أَلْفَوْا آبَاءهُمْ ضَالِّينَ
İnnehum elfev âbâehum dâllîne.
| inne-hum | : muhakkak onlar |
| elfev | : buldular |
| âbâe-hum | : onların ataları, babaları |
| dâllîne | : dalâlette olanlar |
Çünkü onlar atalarını sapkın kimseler bulmuşlardı da,
(69-71) Muhakkak ki, onlar atalarını sapık kimseler buldular. İmdi onlar, atalarının izleri üzerine koşturuluyorlar. Andolsun ki, onlardan evvelkilerin ekserisi de sapıtmış idi.
Çünkü onlar babalarını dalâlette buldular
Çünkü onlar babalarını sapıklık içinde buldular.
Çünkü onlar, atalarını sapıklıkta buldular.
Onlar babalarını şüphesiz sapık kimseler olarak bulmuşlardı.
Çünkü onlar babalarını sapık kimseler olarak buldular.
(69-70) Kuşkusuz onlar atalarını dalâlette buldular da peşlerinden koşup gittiler.
Çünkü onlar babalarını sapıklık içinde buldular.
Onlar atalarını haktan sapmış durumda buldular.
Çünkü onlar, babalarını (dünyada) sapıklıkta buldular.
Doğrusu onlar, babalarını sapıklar olarak bulmuşlardı.
Şüphe yok ki onlar, atalarını, sapıtmış bir halde bulmuşlardı da.
Kuşkusuz onlar atalarını dalâlette buldular.
Çünkü onlar, atalarını sapık kimseler olarak bulmuşlardı.
Onlar babalarini suphesiz sapik kimseler olarak bulmuslardi.
Çünkü onlar atalarını sapık yolda buldular.
Çünkü onlar, atalarını sapık kimseler olarak bulmuşlardı.
çünkü onlar atalarını eğri bir yol üzerinde buldular,
Onlar, babalarını, atalarını sapık kimseler olarak bulmuşlardı.
Çünkü onlar, atalarını da sapık kimseler olarak bulmuşlardı.
Onlar atalarını sapıklıkta buldular.
Çünkü onlar babalarını sapık kimseler buldular.
Çünkü onlar, babalarını sapıtmış kişiler halinde bulmalarına rağmen,
Onlar, atalarını sapık kimseler olarak bulmuşlardı.