وَأَبْصِرْهُمْ فَسَوْفَ يُبْصِرُونَ
Ve ebsirhum fe sevfe yubsirûn(yubsirûne).
| ve ebsir-hum | : ve onlara bak, gözle |
| fe | : bundan sonra, artık |
| sevfe | : yakında |
| yubsirûne | : görecekler |
Gözetle onları. Kendileri de (başlarına geleceği) yakında göreceklerdir.
(174-176) Artık sen, onlardan (O muhaliflerden) bir zamana kadar yüz çevir. Ve onlara bak! Elbette ki, yakında göreceklerdir. Ya Bizim azabımızı mı alelacele istiyorlar?
Gör onları: yakında görecekler
Gör onları(n akibeti ne olacak! Onlar da) yakında göreceklerdir.
Onlara (inecek azabı) gözetle! Yakında onlar da göreceklerdir.
Onlara inecek azabı gözetle, onlar da göreceklerdir.
Gözetle onları, yakında onlar da görecekler.
Onların halini gör, onlar da görecekler.
Onların sonunun ne olacağını gör, onlar da göreceklerdir.
Onları gözetle! Zaten kendileri de başlarına geleceği yakında göreceklerdir.
Gözetle onları, yakında (kendilerine ne yapılacağını) görecekler.
Gözetleyiver onları, ilerde göreceklerdir.
Hele bir bak, bir gözle onları, onlar da sonuçları neymiş, yakında görecekler.
Onların halini gör, onlar da görecekler.
Ve onları seyret; (azabı) yakında göreceklerdir.
Onlara inecek azabi gozetle, onlar da goreceklerdir.
Onlara inecek azabı gözetle, onlar da göreceklerdir.
Ve onları seyret; (azabı) yakında göreceklerdir.
ve onları(n kim olduklarını) gör; onlar (da) zaman içinde (şimdi görmediklerini) göreceklerdir.
Onları gözle, onlar da gözleyecekler.
Ve onları seyret; onlar da (azabı) yakında göreceklerdir.
Ve onları gözetleyedur. Onlar da yakında görecekler.
Onları gözetle. Yakında (başlarına neler geleceğini) göreceklerdir.
Gözün, üstlerinde olsun; yakında görecekler.
Onları seyret; onlar da görecekler.