كَأَنَّهُنَّ بَيْضٌ مَّكْنُونٌ
Ke enne hunne beydun meknûn(meknûnun).
| ke | : gibi |
| enne | : muhakkak |
| hunne | : onlar |
| beydun | : yumurta |
| meknûnun | : ekinnetli, örtülü, muhafaza edilmiş, saklı |
ki bunlar (kuş tüyleriyle) örtülüb saklanmış yumurtalar gibidir.
(47-49) Kendisinde ne bir gâile vardır ve ne de onlar ondan sarhoş olacaklardır. Ve onların yanlarında irice gözlü, nazarlarını (kendilerine) tahsis etmiş zevceler de vardır. Sanki onlar, kapalı yumurtalardır.
Sanki saklı yumurtalar
Sanki onlar örtülüp saklanmış yumurtalar gibidirler.
Sanki onlar örtülüp saklanmış yumurta gibidirler.
(48-49) Yanlarında, örtülü yumurta gibi (bembeyaz), bakışlarını da yalnız eşlerine çevirmiş güzel gözlüler vardır.
Sanki onlar (beyazlıklarıyla), saklanmış (gün yüzü görmemiş) yumurtalardır.
Onlar, gün yüzü görmemiş yumurta gibi bembeyazdır.
Sanki onlar(ın her biri) saklı bir yumurta (gibi pürüzsüz).
(48-49) Yanlarında, kocalarından başkasının yüzüne bakmayan, yumuşak bakışlı, güzel gözlü, gün yüzü görmemiş yumurtanın pembe beyaz renginde eşleri de olacaktır.
Sanki onlar (tüylerle örtülü kalıb toz toprak değmiyen) berrak yumurtalar gibidirler.
Sanki onlar, saklı bir yumurta gibidirler.
Sanki kuş tüyleriyle örtülmüş yumurtalar.
Onlar, gün yüzü görmemiş yumurta gibi bembeyazdır.
Sanki onlar, saklı bir yumurta gibi (çarpıcı ve pürüzsüz).
(48-49) Yanlarinda, ortulu yumurta gibi (bembeyaz), bakislarini da yalniz eslerine cevirmis guzel gozluler vardir.
Saklı yumurtalar gibi bembeyaz eşler.
Sanki onlar, saklı bir yumurta gibi (çarpıcı ve pürüzsüz).
gizlenmiş (deve kuşu) yumurtaları gibi (kusursuz) eşler.
Sanki onlar, saklı bir yumurta...
Sanki onlar, saklı bir yumurta gibi (çarpıcı ve pürüzsüz).
Saklı inciler gibi.
Saklı yumurta gibi bembeyaz eşler.
Korunmuş yumurtalar gibidir onlar.
Kornumuş yumurtalar gibidirler.