saffat suresi 18. Ayet

1 . 2 . 3 . 4 . 5 . 6 . 7 . 8 . 9 . 10 . 11 . 12 . 13 . 14 . 15 . 16 . 17 . 18 . 19 . 20 . 21 . 22 . 23 . 24 . 25 . 26 . 27 . 28 . 29 . 30 . 31 . 32 . 33 . 34 . 35 . 36 . 37 . 38 . 39 . 40 . 41 . 42 . 43 . 44 . 45 . 46 . 47 . 48 . 49 . 50 . 51 . 52 . 53 . 54 . 55 . 56 . 57 . 58 . 59 . 60 . 61 . 62 . 63 . 64 . 65 . 66 . 67 . 68 . 69 . 70 . 71 . 72 . 73 . 74 . 75 . 76 . 77 . 78 . 79 . 80 . 81 . 82 . 83 . 84 . 85 . 86 . 87 . 88 . 89 . 90 . 91 . 92 . 93 . 94 . 95 . 96 . 97 . 98 . 99 . 100 . 101 . 102 . 103 . 104 . 105 . 106 . 107 . 108 . 109 . 110 . 111 . 112 . 113 . 114 . 115 . 116 . 117 . 118 . 119 . 120 . 121 . 122 . 123 . 124 . 125 . 126 . 127 . 128 . 129 . 130 . 131 . 132 . 133 . 134 . 135 . 136 . 137 . 138 . 139 . 140 . 141 . 142 . 143 . 144 . 145 . 146 . 147 . 148 . 149 . 150 . 151 . 152 . 153 . 154 . 155 . 156 . 157 . 158 . 159 . 160 . 161 . 162 . 163 . 164 . 165 . 166 . 167 . 168 . 169 . 170 . 171 . 172 . 173 . 174 . 175 . 176 . 177 . 178 . 179 . 180 . 181 . 182


قُلْ نَعَمْ وَأَنتُمْ دَاخِرُونَ

Kul neam ve entum dâhırûn(dâhırûne).


kul: de
neam: evet
ve entum: ve siz
dâhırûne: zelil olanlar, hor ve hakir olanlar


Hasan Basri Çantay
Sen de ki: «Evet (diriltileceksiniz). Hem siz (hepiniz) hor ve hakıyr olarak».

Ömer Nasuhi Bilmen
(18-21) De ki: «Evet. Ve sizler zeliller olarak haşrolunacaksınızdır.» Çünkü o bir sayhadan ibarettir, onlar o zaman hemen bakar dururlar. Ve derler ki: «Eyvah bizlere! İşte bu, ceza günü.» İşte bu, sizin o yalan sandığınız ayırmak günüdür.

Elmalılı Hamdi Yazır
De ki: evet, hem siz çok hor, hakîr olarak

Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Deki: «Evet! Hem de çok aşağılanmış olarak!»

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
De ki: «Evet, hem de sizler çok aşağılanmış olarak (dirileceksiniz).»

Diyanet İşleri (eski)
De ki: 'Evet hem de zelil ve hakir olarak.'

Diyanet İşleri
De ki: “Evet, hem de siz aşağılanmış kimseler olarak (diriltileceksiniz).”

Diyanet Vakfi
De ki: Evet, hem de hor ve hakir olarak (diriltileceksiniz).

Celal Yıldırım
De ki: Evet, hem de aşağılanıp rüsvay olduğunuz halde...

Suat Yıldırım
De ki: "Evet, diriltilecek, hem de zelil ve perişan bir vaziyette diriltileceksiniz!"

Ali Fikri Yavuz
(Ey Rasûlüm), de ki: “- Hem hepiniz zelîl ve hakîr olarak (diriltileceksiniz).”

İbni Kesir
De ki: Evet, hem de hor ve hakir olarak.

Abdulbaki Gölpınarlı
De ki: Evet ve siz hor hakir bir halde dirileceksiniz.

Adem Uğur
De ki: Evet, hem de hor ve hakir olarak (diriltileceksiniz).

Ali Bulaç
De ki: "Evet, üstelik boyun bükmüş kimseler olarak (diriltileceksiniz)."

Bekir Sadak
De ki: «Evet hem de zelil ve hakir olarak.»

Fizilal-il Kuran
De ki; «Evet, hem de hor ve hakir olarak dirileceksiniz.»

Gültekin Onan
De ki: "Evet, üstelik boyun bükmüş kimseler olarak (diriltileceksiniz)."

Muhammed Esed
De ki: "Elbette, hem de en perişan ve zavallı şekilde!"

Şaban Piriş
De ki: -Evet, hem de hor ve hakir olarak!

Tefhim-ul Kuran
De ki: «Evet, üstelik sizler boyun bükmüş kimseler olarak.»

Ümit Şimşek
De ki: Evet. Hem de horlanmış şekilde diriltileceksiniz.

Süleyman Ateş
De ki: "Evet siz aşağılanarak (diriltileceksiniz)!"

Yaşar Nuri Öztürk
De ki: "Evet! Ve, siz de! Aşağılanmış, ezilmiş olarak."

Edip Yüksel
De ki, 'Evet, hem de horlanarak.'