فَبَشَّرْنَاهُ بِغُلَامٍ حَلِيمٍ
Fe beşşernâhu bi gulâmin halîm(halîmin).
| fe | : böylece |
| beşşernâ-hu | : onu müjdeledik |
| bi | : ile |
| gulâmin | : oğlan çocuk, oğul çocuk |
| halîmin | : halim, uysal, yumuşak huylu |
Biz de ona çok uysal bir oğul müjdesini verdik.
(100-101) «Yarabbi! Bana sâlihlerden (bir çocuk) ihsan buyur.» Biz de onu pek yumuşak tâbiatlı bir oğul ile müjdeledik.
Biz de ona uslu bir oğul müjdeledik
Biz de ona uslu bir oğul müjdeledik.
Biz de kendisine yumuşak huylu bir oğul müjdeledik.
Biz de ona yumuşak huylu bir oğlan müjdeledik.
Biz de ona uysal bir oğul müjdeledik.
İşte o zaman biz onu uslu bir oğul ile müjdeledik.
Biz de O'nu çok sabırlı, zarif ve yumuşak huylu bir oğul ile müjdeledik.
Biz de ona aklı başında bir oğul müjdeledik.
Biz de ona uysal bir oğul müjdeledik.
Biz de ona, hilim sahibi bir oğul müjdeledik.
Derken biz de ona tedbîrle hareket eden ve aceleci olmayan bir oğul vereceğimizi müjdelemiştik.
İşte o zaman biz onu uslu bir oğul ile müjdeledik.
Biz de onu halim bir çocukla müjdeledik.
Biz de ona yumusak huylu bir oglan mujdeledik.
Biz ona yumuşak huylu bir erkek çocuk müjdeledik.
Biz de onu halim bir çocukla müjdeledik.
Bunun üzerine ona (kendisi gibi) yumuşak huylu bir erkek çocuk müjdeledik.
Biz de ona yumuşak kalpli bir erkek çocuk müjdesi verdik.
Biz de onu halim bir çocukla müjdeledik.
Biz de ona yumuşak huylu bir oğul müjdesi verdik.
Ona halim bir erkek çocuk müjdeledik.
Bunun üzerine biz, İbrahim'e yumuşak huylu bir oğlan müjdeledik.
Biz de ona yumuşak huylu bir erkek çocuk bağışladık.