saffat suresi 56. Ayet

1 . 2 . 3 . 4 . 5 . 6 . 7 . 8 . 9 . 10 . 11 . 12 . 13 . 14 . 15 . 16 . 17 . 18 . 19 . 20 . 21 . 22 . 23 . 24 . 25 . 26 . 27 . 28 . 29 . 30 . 31 . 32 . 33 . 34 . 35 . 36 . 37 . 38 . 39 . 40 . 41 . 42 . 43 . 44 . 45 . 46 . 47 . 48 . 49 . 50 . 51 . 52 . 53 . 54 . 55 . 56 . 57 . 58 . 59 . 60 . 61 . 62 . 63 . 64 . 65 . 66 . 67 . 68 . 69 . 70 . 71 . 72 . 73 . 74 . 75 . 76 . 77 . 78 . 79 . 80 . 81 . 82 . 83 . 84 . 85 . 86 . 87 . 88 . 89 . 90 . 91 . 92 . 93 . 94 . 95 . 96 . 97 . 98 . 99 . 100 . 101 . 102 . 103 . 104 . 105 . 106 . 107 . 108 . 109 . 110 . 111 . 112 . 113 . 114 . 115 . 116 . 117 . 118 . 119 . 120 . 121 . 122 . 123 . 124 . 125 . 126 . 127 . 128 . 129 . 130 . 131 . 132 . 133 . 134 . 135 . 136 . 137 . 138 . 139 . 140 . 141 . 142 . 143 . 144 . 145 . 146 . 147 . 148 . 149 . 150 . 151 . 152 . 153 . 154 . 155 . 156 . 157 . 158 . 159 . 160 . 161 . 162 . 163 . 164 . 165 . 166 . 167 . 168 . 169 . 170 . 171 . 172 . 173 . 174 . 175 . 176 . 177 . 178 . 179 . 180 . 181 . 182


قَالَ تَاللَّهِ إِنْ كِدتَّ لَتُرْدِينِ

Kâle tallâhi in kidte le turdîn(turdîne).


kâle: dedi
tallâhi: Allah'a yemin olsun
in kidte: az daha oluyordu
le: elbette, gerçekten
turdîne: helâk edecektin


Hasan Basri Çantay
(Ve ona) dedi ki: «Allaha yemîn ederim, sen az kaldı beni de muhakkak helak edecekdin».

Ömer Nasuhi Bilmen
Der ki: «Vallahi sen az kaldı elbette beni helâk edecek idin.»

Elmalılı Hamdi Yazır
Tallahi, der: doğrusu sen az daha beni helâk edecektin

Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Vallahi doğrusu sen az daha beni helak edecektin! der.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Ona şöyle der: «Allah'a yemin ederim ki, doğrusu sen az daha beni helak edecektin.»

Diyanet İşleri (eski)
Ona der ki: 'Allah'a and olsun ki, az kalsın beni de mahvedecektin.'

Diyanet İşleri
Ona şöyle der: “Allah’a andolsun, neredeyse beni de helâk edecektin.”

Diyanet Vakfi
(56-57) «Yemin ederim ki, sen az daha beni de helâk edecektin. Rabbimin nimeti olmasaydı, şimdi ben de (cehenneme) getirilenlerden olurdum» dedi.

Celal Yıldırım
«Allah'a yemin olsun ki, neredeyse beni de mahvedecektin,» der.

Suat Yıldırım
(54-57) "Şimdi ister misiniz onu size göstereyim?" Onlar da arzu edince, derhal bir tarama yapıp onu cehennemin tam ortasında bulur. "Vallahi, nerdeyse beni de düştüğün o helâke sürükleyecektin! Rabbimin hidâyet nimeti yetişmeseydi, eli kolu kelepçeli getirilip o azaba atılanlardan olacaktım!"

Ali Fikri Yavuz
(Ona şöyle) der: “-Vallahi, doğrusu sen, az daha beni helâk edecektin.

İbni Kesir
Dedi ki: Allah'a andolsun ki; az kaldı beni de mahvedecektin.

Abdulbaki Gölpınarlı
Allah'a andolsun ki der, az kalmıştı, beni de helâk edecektin.

Adem Uğur
"Yemin ederim ki, sen az daha beni de helâk edecektin.

Ali Bulaç
Dedi ki: "Andolsun Allah'a, neredeyse beni de (şu bulunduğun yere) düşürecektin."

Bekir Sadak
Ona der ki: «Allah'a and olsun ki, az kalsin beni de mahvedecektin.»

Fizilal-il Kuran
Ona der ki; «Yemin ederim ki, sen az daha beni helâk edecektin.

Gültekin Onan
Dedi ki: "Andolsun Tanrı'ya, neredeyse beni de (şu bulunduğun yere) düşürecektin."

Muhammed Esed
ve "Aman Allahım!" der, "(Ey eski arkadaşım), neredeyse (beni de) mahvedecektin!

Şaban Piriş
-Allah’a yemin ederim ki, sen, neredeyse beni de mahvedecektin! der.

Tefhim-ul Kuran
Dedi ki: «Andolsun Allah'a, neredeyse beni de ( şu bulunduğun yere) düşürecektin.»

Ümit Şimşek
Der ki: 'Allah'a yemin olsun, neredeyse beni de helâk edecektin.

Süleyman Ateş
"Tallâhi, dedi, sen az daha beni de alçaltacaktın."

Yaşar Nuri Öztürk
Dedi: "Vallahi, az kalsın sen beni de buralara düşürecektin."

Edip Yüksel
'ALLAH'a andolsun, az kalsın sen beni de mahfedecektin,' der.