saffat suresi 10. Ayet

1 . 2 . 3 . 4 . 5 . 6 . 7 . 8 . 9 . 10 . 11 . 12 . 13 . 14 . 15 . 16 . 17 . 18 . 19 . 20 . 21 . 22 . 23 . 24 . 25 . 26 . 27 . 28 . 29 . 30 . 31 . 32 . 33 . 34 . 35 . 36 . 37 . 38 . 39 . 40 . 41 . 42 . 43 . 44 . 45 . 46 . 47 . 48 . 49 . 50 . 51 . 52 . 53 . 54 . 55 . 56 . 57 . 58 . 59 . 60 . 61 . 62 . 63 . 64 . 65 . 66 . 67 . 68 . 69 . 70 . 71 . 72 . 73 . 74 . 75 . 76 . 77 . 78 . 79 . 80 . 81 . 82 . 83 . 84 . 85 . 86 . 87 . 88 . 89 . 90 . 91 . 92 . 93 . 94 . 95 . 96 . 97 . 98 . 99 . 100 . 101 . 102 . 103 . 104 . 105 . 106 . 107 . 108 . 109 . 110 . 111 . 112 . 113 . 114 . 115 . 116 . 117 . 118 . 119 . 120 . 121 . 122 . 123 . 124 . 125 . 126 . 127 . 128 . 129 . 130 . 131 . 132 . 133 . 134 . 135 . 136 . 137 . 138 . 139 . 140 . 141 . 142 . 143 . 144 . 145 . 146 . 147 . 148 . 149 . 150 . 151 . 152 . 153 . 154 . 155 . 156 . 157 . 158 . 159 . 160 . 161 . 162 . 163 . 164 . 165 . 166 . 167 . 168 . 169 . 170 . 171 . 172 . 173 . 174 . 175 . 176 . 177 . 178 . 179 . 180 . 181 . 182


إِلَّا مَنْ خَطِفَ الْخَطْفَةَ فَأَتْبَعَهُ شِهَابٌ ثَاقِبٌ

İllâ men hatıfel hatfete fe etbeahu şihâbun sâkib(sâkibun).


illâ: ancak, başka
men: kim, kimse
hatıfe: kaptı, kaçtı
el hatfete: kapmak, kaçmak
fe: o zaman, o taktirde
etbea-hu: ona tâbî olur, ona ulaşır
şihâbun: yakıcı alev
sâkibun: delip geçen, kayıp giden


Hasan Basri Çantay
Meğer ki (içlerinden) bir çalıb çarpan (ı) olsun. Fakat onu da delib geçen bir alev ta'kıyb etmişdir.

Ömer Nasuhi Bilmen
Ancak bir çalıp çarpan müstesna. Ona da hemen bir parça ateş parçası ulaşıverir.

Elmalılı Hamdi Yazır
Ancak bir çalıp çarpan, onun da peşine bir şihabı sâkıb takılır

Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Ancak bir çalıp çarpan (olursa), onunda peşine delip geçen bir ateş takılır.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Ancak kulak hırsızlığı yapanlar olur. Onu da yakıcı bir alev takip eder.

Diyanet İşleri (eski)
Hele bir tek söz kapan olsun; delici bir alev onun peşine düşüverir.

Diyanet İşleri
Ancak onlardan söz kapan olur. Onu da delip geçen bir alev izler (ve yok eder).

Diyanet Vakfi
Ancak (meleklerin konuşmalarından) bir söz kapan olursa, onu da delip geçen bir parlak ışık takip eder.

Celal Yıldırım
Ancak bir söz dinleyip kapan olursa, peşine çok parlak bir kıvılcım takılır.

Suat Yıldırım
Ne var ki içlerinden birisi bir söz kırıntısı kapmayı başarırsa, derhal yakıcı ve delici bir ışın onu kovalar.

Ali Fikri Yavuz
Ancak (o şeytanlar içinden, meleklerin sözünü) bir çalıb kapan olur. Onu da yakan parlak bir yıldız tâkib eder.

İbni Kesir
Ancak çalıp çırpan olursa; onu da hemen delip geçen yakıcı bir alev takib eder.

Abdulbaki Gölpınarlı
Ancak hırsızlama bir söz duyan olursa hemen onun ardından da aydınlatıcı ve delip geçen bir ateştir atılır, onu yakar.

Adem Uğur
Ancak (meleklerin konuşmalarından) bir söz kapan olursa, onu da delip geçen bir parlak ışık takip eder.

Ali Bulaç
Ancak (sözü hırsızlama) çalıp kapan olursa, artık onu da delip geçen 'yakıcı bir alev' izler (ve yok eder).

Bekir Sadak
Hele bir tek soz kapan olsun; delici bir alev onun pesine dusuverir.

Fizilal-il Kuran
Ancak meleklerin konuşmalarından bir sözü kapan olursa, onu da delen ve yakan alevli yıldızlar takip eder.

Gültekin Onan
Ancak (sözü hırsızlama) çalıp kapan olursa, artık onu da delip geçen 'yakıcı bir alev' izler (ve yok eder).

Muhammed Esed
ama eğer birisi (bu bilgiden) bir kırıntı koparmayı başarırsa, (bundan dolayı) yakıcı bir alevin pençesine düşsün.

Şaban Piriş
Ancak, tek bir söz kapan olursa, hemen onu delip geçen bir alev takip eder.

Tefhim-ul Kuran
Ancak (sözü hırsızlama) çalıp kapan olursa, artık onu da delip geçen 'yakıcı bir alev' izler (ve yok eder).

Ümit Şimşek
Ancak kulak hırsızlığıyla birşey kapan olursa, onu da delip geçen bir alev izler.

Süleyman Ateş
Yalnız (yüce topluluktan) bir söz kapan olursa, onu da delici bir şihâb (ışın) izler.

Yaşar Nuri Öztürk
Yüce konseyden bir söz çalıp çarpan olabilirse de onun peşine hemen delici, alevli bir yıldız takılır.

Edip Yüksel
Bir söz kapan olursa, onu, delici bir ışın izler.