saffat suresi 28. Ayet

1 . 2 . 3 . 4 . 5 . 6 . 7 . 8 . 9 . 10 . 11 . 12 . 13 . 14 . 15 . 16 . 17 . 18 . 19 . 20 . 21 . 22 . 23 . 24 . 25 . 26 . 27 . 28 . 29 . 30 . 31 . 32 . 33 . 34 . 35 . 36 . 37 . 38 . 39 . 40 . 41 . 42 . 43 . 44 . 45 . 46 . 47 . 48 . 49 . 50 . 51 . 52 . 53 . 54 . 55 . 56 . 57 . 58 . 59 . 60 . 61 . 62 . 63 . 64 . 65 . 66 . 67 . 68 . 69 . 70 . 71 . 72 . 73 . 74 . 75 . 76 . 77 . 78 . 79 . 80 . 81 . 82 . 83 . 84 . 85 . 86 . 87 . 88 . 89 . 90 . 91 . 92 . 93 . 94 . 95 . 96 . 97 . 98 . 99 . 100 . 101 . 102 . 103 . 104 . 105 . 106 . 107 . 108 . 109 . 110 . 111 . 112 . 113 . 114 . 115 . 116 . 117 . 118 . 119 . 120 . 121 . 122 . 123 . 124 . 125 . 126 . 127 . 128 . 129 . 130 . 131 . 132 . 133 . 134 . 135 . 136 . 137 . 138 . 139 . 140 . 141 . 142 . 143 . 144 . 145 . 146 . 147 . 148 . 149 . 150 . 151 . 152 . 153 . 154 . 155 . 156 . 157 . 158 . 159 . 160 . 161 . 162 . 163 . 164 . 165 . 166 . 167 . 168 . 169 . 170 . 171 . 172 . 173 . 174 . 175 . 176 . 177 . 178 . 179 . 180 . 181 . 182


قَالُوا إِنَّكُمْ كُنتُمْ تَأْتُونَنَا عَنِ الْيَمِينِ

Kâlû innekum kuntum te’tûnenâ anil yemîn(yemîni).


kâlû: dediler
inne-kum: muhakkak siz, gerçekten siz
kuntum: siz oldunuz
te'tûne-nâ: bize geliyorsunuz
an el yemîni: sağ taraftan


Hasan Basri Çantay
«Hakıykat siz, derler, biz sağdan (suret-i hakdan) gelirdiniz».

Ömer Nasuhi Bilmen
(Tâbi olanlar) Derler ki: «Şüphe yok, siz bize sağdan gelir olmuştunuz.»

Elmalılı Hamdi Yazır
Siz diyorlardır: bize sağdan gelir dururdunuz

Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Siz bize sağdan gelir alaka gösterip dururdunuz (aldatırdınız,) derler.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Onlar: «Siz bize (uğurlu görünerek) sağdan gelir dururdunuz» derler.

Diyanet İşleri (eski)
İleri gelenlerine: 'Doğrusu siz bize sureti hakdan görünürdünüz' derler.

Diyanet İşleri
Şöyle derler: “Siz bize sağdan gelirdiniz. Bize haktan yana görünürdünüz.”

Diyanet Vakfi
(Uyanlar, uydukları adamlara:) Siz bize sağdan gelirdiniz (sûreti haktan görünürdünüz) derler.

Celal Yıldırım
Siz bize sağ taraftan (dinî açıdan) geliyordunuz, derler.

Suat Yıldırım
Tâbi olanlar önderlerine: "Siz, derler, bize (en çok önem verdiğimiz taraftan), sağ cihetten gelir, ısrarla size tâbi olmamızı isterdiniz?"

Ali Fikri Yavuz
(Yardakçılar, öncülerine şöyle) diyecekler: “- Siz, bize sağdan (en sağlam taraftan) gelirdiniz.”

İbni Kesir
Ve derler ki: Doğrusu siz, bize sağdan gelirdiniz.

Abdulbaki Gölpınarlı
Gerçekten de derler, siz sağımızdan çıkagelir, iyilik ediyor görünürdünüz bize.

Adem Uğur
(Uyanlar, uydukları adamlara:) Siz bize sağdan gelirdiniz (sûreti haktan görünürdünüz) derler.

Ali Bulaç
"Gerçekten sizler bize sağdan (sağduyudan ve haktan) yana gelip yanaşıyordunuz." derler.

Bekir Sadak
Ileri gelenlerine: «Dogrusu siz bize sureti hakdan gorunurdunuz» derler.

Fizilal-il Kuran
«Doğrusu siz bize sağdan gelirdiniz» derler.

Gültekin Onan
"Gerçekten sizler bize sağdan (sağduyudan ve haktan) yana gelip yanaşıyordunuz" derler.

Muhammed Esed
(Onların) bir kısmı: "Bakın" diyecek, "Siz bize (ayartma niyetiyle) sağdan yaklaşırdınız!"

Şaban Piriş
- Siz bize sağdan geliyordununuz, derler.

Tefhim-ul Kuran
«Gerçekten sizler bize sağdan (sağduyudan ve haktan) yana gelip yanaşıyordunuz» derler.

Ümit Şimşek
'Siz iyiliğimizi ister görünüyordunuz' derler.

Süleyman Ateş
(Uyanlar, uydukları adamlara) Dediler ki: "Siz bize sağdan gelir (güvendiğimiz yandan bize sokulup vesvese verir)diniz."

Yaşar Nuri Öztürk
Dediler: "Siz bize sağ taraftan geliyordunuz."

Edip Yüksel
'Siz bize sağ yanımızdan yaklaşıyordunuz,' derler.