saffat suresi 66. Ayet

1 . 2 . 3 . 4 . 5 . 6 . 7 . 8 . 9 . 10 . 11 . 12 . 13 . 14 . 15 . 16 . 17 . 18 . 19 . 20 . 21 . 22 . 23 . 24 . 25 . 26 . 27 . 28 . 29 . 30 . 31 . 32 . 33 . 34 . 35 . 36 . 37 . 38 . 39 . 40 . 41 . 42 . 43 . 44 . 45 . 46 . 47 . 48 . 49 . 50 . 51 . 52 . 53 . 54 . 55 . 56 . 57 . 58 . 59 . 60 . 61 . 62 . 63 . 64 . 65 . 66 . 67 . 68 . 69 . 70 . 71 . 72 . 73 . 74 . 75 . 76 . 77 . 78 . 79 . 80 . 81 . 82 . 83 . 84 . 85 . 86 . 87 . 88 . 89 . 90 . 91 . 92 . 93 . 94 . 95 . 96 . 97 . 98 . 99 . 100 . 101 . 102 . 103 . 104 . 105 . 106 . 107 . 108 . 109 . 110 . 111 . 112 . 113 . 114 . 115 . 116 . 117 . 118 . 119 . 120 . 121 . 122 . 123 . 124 . 125 . 126 . 127 . 128 . 129 . 130 . 131 . 132 . 133 . 134 . 135 . 136 . 137 . 138 . 139 . 140 . 141 . 142 . 143 . 144 . 145 . 146 . 147 . 148 . 149 . 150 . 151 . 152 . 153 . 154 . 155 . 156 . 157 . 158 . 159 . 160 . 161 . 162 . 163 . 164 . 165 . 166 . 167 . 168 . 169 . 170 . 171 . 172 . 173 . 174 . 175 . 176 . 177 . 178 . 179 . 180 . 181 . 182


فَإِنَّهُمْ لَآكِلُونَ مِنْهَا فَمَالِؤُونَ مِنْهَا الْبُطُونَ

Fe innehum le âkilûne minhâ fe mâliûne min hel butûn(butûni).


fe: artık, böylece
inne-hum: muhakkak onlar
le: elbette, mutlaka
âkilûne: yiyenler, yiyecek olanlar
min-hâ: ondan
fe: o zaman, böylece
mâliûne: dolduranlar, dolduracak olanlar
min hâ: ondan
el butûni: karınlar


Hasan Basri Çantay
İşte hakıykat onlar bundan yiyecekler, bu suretle karınlarını bundan dolduracaklar.

Ömer Nasuhi Bilmen
Artık şüphe yok ki onlar, ondan elbette yiyicilerdir ve ondan karınlarını dolduruculardır.

Elmalılı Hamdi Yazır
Her halde onlar ondan yiyeceklerdir. Yiyecekler de ondan karınlarını dolduracaklardır

Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Mutlaka onlar ondan yiyeceklerdir; yiyecekler de ondan karınlarını dolduracaklardır.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Mutlaka onlar, ondan yiyecekler de karınlarını bundan dolduracaklardır.

Diyanet İşleri (eski)
İşte cehennemlikler bundan yerler, karınlarını onunla doldururlar.

Diyanet İşleri
Cehennemlikler ondan yiyecekler ve onunla karınlarını dolduracaklardır.

Diyanet Vakfi
(Cehennemdekiler) ondan yerler ve karınlarını ondan doldururlar.

Celal Yıldırım
Onlar (Cehennem'dekiler) mutlaka ondan yiyecekler de karınlarını onunla dolduracaklar.

Suat Yıldırım
İşte o zalimler bunları yer ve karınlarını tıka basa doldururlar.

Ali Fikri Yavuz
Muhakkak o kâfirler bundan yiyecekler de karınlarını bundan dolduracaklar.

İbni Kesir
Onlar muhakkak ondan yiyecekler ve karınlarını onunla dolduracaklardır.

Abdulbaki Gölpınarlı
Derken onlar, onu yerler de karınları şişer.

Adem Uğur
(Cehennemdekiler) ondan yerler ve karınlarını ondan doldururlar.

Ali Bulaç
Artık gerçekten, ondan yiyecekler böylelikle karınlarını ondan dolduracaklar.

Bekir Sadak
Iste cehennemlikler bundan yerler, karinlarini onunla doldururlar.

Fizilal-il Kuran
İşte cehennemlikler bundan yer ve karınlarını bununla doldururlar.

Gültekin Onan
Artık gerçekten, ondan yiyecekler, böylelikle karınlarını ondan dolduracaklar.

Muhammed Esed
ve (zalim)ler ondan yemeye ve karınlarını onunla doldurmaya mahkumdurlar.

Şaban Piriş
İşte onlar, bundan yerler ve karınlarını onunla doldururlar.

Tefhim-ul Kuran
Artık hiç tartışmasız, onlar, ondan yiyecekler, böylelikle karınlarını da ondan dolduracaklar.

Ümit Şimşek
Ondan mutlaka yiyecekler, hem de karınlarını tıka basa dolduracaklar.

Süleyman Ateş
Onlar ondan yiyecekler ve karınlarını onunla dolduracaklardır.

Yaşar Nuri Öztürk
Onlar ondan mutlaka yiyecekler ve karınlarını onunla dolduracaklar.

Edip Yüksel
Onlar ondan yiyerek karınlarını doyuracaklar.