قَالَ هَلْ أَنتُم مُّطَّلِعُونَ Kâle hel entum muttaliûn(muttaliûne). Sureler Anasayfası
Sadakat.Net- Kırık Manalı ve Karşılaştırmalı Meal
saffat suresi 54. Ayet
kâle : dedi hel : mı entum : siz muttaliûne : muttali olanlar, yakînen bilenler Hasan Basri Çantay
(O sözü söyleyen zât, ihvanına) der ki: «Siz (onun iç yüzüne) vaakıf olucular mısınız?»
Ömer Nasuhi Bilmen
Dedi ki: Siz (onun halinden) haberdar olmak ister misiniz?
Elmalılı Hamdi Yazır
Nasıl der: bir bakıştırır mısınız?
Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Nasıl bir bakıştırır mısınız (seyretmek ister misiniz)? der.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
«Siz onu tanır mısınız?» der.
Diyanet İşleri (eski)
Yanındakilere: 'Siz onu bilir misiniz?' der.
Diyanet İşleri
Konuşan o kimse, yanındakilere, “Bakar mısınız, hâli ne oldu?” der.
Diyanet Vakfi
(54-55) (O zât, dünyâda geçmiş olan hâdiseyi bu şekilde anlattıktan sonra Allah Teâlâ orada bulunanlara:) Siz işin gerçeğine vâkıf mısınız? dedi. İşte o zaman konuşan baktı, arkadaşını cehennemin ortasında gördü.
Celal Yıldırım
(54-55) Bir diğeri, «onun ne durumda olduğunu bilir misiniz» Derken bakar da onu Cehennem'in ortasında görür.
Suat Yıldırım
(54-57) "Şimdi ister misiniz onu size göstereyim?" Onlar da arzu edince, derhal bir tarama yapıp onu cehennemin tam ortasında bulur. "Vallahi, nerdeyse beni de düştüğün o helâke sürükleyecektin! Rabbimin hidâyet nimeti yetişmeseydi, eli kolu kelepçeli getirilip o azaba atılanlardan olacaktım!"
Ali Fikri Yavuz
(Sonra o sözcü, cennetteki kardeşlerine): “(Şimdi size o arkadaşı göstermek için cehenneme) bir bakar mısınız?”der.
İbni Kesir
Siz, onu bilir misiniz? dedi.
Abdulbaki Gölpınarlı
Der ki: Ne oldu o, bakıp gördünüz mü acaba?
Adem Uğur
(O zât, dünyâda geçmiş olan hâdiseyi bu şekilde anlattıktan sonra Allah Teâlâ orada bulunanlara:) Siz işin gerçeğine vâkıf mısınız? dedi.
Ali Bulaç
(Konuşan yanındakilere) Der ki: "Sizler (onun şimdi ne durumda olduğunu) biliyor musunuz?"
Bekir Sadak
Yanindakilere: «Siz onu bilir misiniz?» der.
Fizilal-il Kuran
Yanındakilere; «Siz onu bilir misiniz?» der.
Gültekin Onan
(Konuşan yanındakilere) Der ki: "Sizler (onun şimdi ne durumda olduğunu) biliyor musunuz?"
Muhammed Esed
(Ve) ekleyecek: "Bakmak (ve onu görmek) ister misiniz?"
Şaban Piriş
-Ona ne olduğunu görüyor musunuz? der birisi.
Tefhim-ul Kuran
(Konuşan yanındakilere) Der ki: «Sizler (onun şimdi ne durumda olduğunu) biliyor musunuz?»
Ümit Şimşek
'Şimdi ne halde olduğunu biliyor musunuz?' der.
Süleyman Ateş
(Sonra yanındakilere): "Bakar mısınız?" dedi.
Yaşar Nuri Öztürk
Dedi: "Siz de bir araştırır mısınız?"
Edip Yüksel
(Yanındakilere,) 'Bakar mısınız?' der.