وَإِنَّا لَنَحْنُ الصَّافُّونَ
Ve innâ le nahnus sâffûn(sâffûne).
| ve innâ | : muhakkak ki biz |
| le | : elbette, mutlaka |
| nahnu | : biz |
| es sâffûne | : saf halinde, saf saf duranlar |
Biziz o saf saf dizilenler mutlak biz.
(165-166) Ve şüphe yok ki, bizleriz, elbette bizleriz, o saf beste olanlar. Ve muhakkak ki, bizleriz, o tesbih ediciler.
Ve biz elbette biz o saf dizenleriz
Elbette biziz o saf saf dizilenler, biziz ;
(164-166) (Melekler): «Bizden her birimizin belli bir makamı vardır. Biziz o saf saf dizilenler, biziz! Biziz o tesbih edenler, biziz!» derler.
(164-166) Melekler şöyle derler: 'Bizim her birimizin bilinen bir makamı vardır. Şüphesiz biz sıra sıra duranlarız, şüphesiz biz Allah'ı tesbih edenleriz.'
“Şüphesiz biz (orada) saf duranlarız.”
(164-166) (Melekler şöyle derler:) Bizim her birimiz için, bilinen bir makam vardır. Şüphesiz biz, orada sıra sıra dururuz ve şüphesiz Allah'ı tesbih ederiz.
Ve bizler mutlaka saf saf dururuz,
Saf saf dizilenler biziz.
Gerçekten biz, (Allah’ın emri karşısında) saf bağlayanlarız.
Ve muhakkak ki biz; saf bağlayıp duranlarız.
Ve şüphe yok ki biz, saf saf dizilmişiz elbet.
Şüphesiz biz, orada sıra sıra dururuz.
"Biziz, o saflar halinde dizilmiş olanlar, gerçekten biziz."
(164-16) 6 Melekler soyle derler: «Bizim herbirimizin bilinen bir makami vardir. suphesiz biz sira sira duranlariz, suphesiz biz Allah'i tesbih edenleriz.»
Şüphesiz biz sıra sıra duranlarız.
"Biziz, o saflar halinde dizilmiş olanlar, gerçekten biziz."
biz de (ibadetlerimizde O'nun önünde) saf tutarız;
Biz, elbette biz dizi dizi olanlarız.
«Biziz, o saflar halinde dizilmiş olanlar, gerçekten biziz.»
'Biz saf saf dizilenleriz.
"Biziz, o saf saf dizilenler, biz."
O saf saf dizilenler elbette biziz.
Biz, dizenleriz,