وَإِذَا رَأَوْا آيَةً يَسْتَسْخِرُونَ
Ve izâ raev âyeten yesteshırûn(yesteshırûne).
| ve izâ | : ve olduğu zaman |
| raev | : gördüler |
| âyeten | : bir âyet, mucize |
| yesteshırûne | : alay ediyorlar |
Bir mu'cize gördükleri vakit (onu) eğlenceye tutarlar.
(12-14) Evet. Sen taaccüp ettin. Onlar ise istihzâda bulunurlar. Ve onlara nasihat verildiği zaman, düşünüp nasihat kabul etmezler. Ve bir mûcize gördükleri vakit de onunla istihzâ eder dururlar.
Bir mu'cize gördükleri vakıt da eğlence yerine tutuyorlar
Bir mucize gördükleri zaman da alaya alıyorlar.
Bir mucize gördükleri zaman da eğlenceye alıyorlar.
Bir mucize gördüklerinde onu eğlenceye alırlar.
Bir mucize gördükleri zaman onu alaya alıyorlar.
Bir mucize görseler alay ederler.
Bir acık belge (delil veya mu'cize) görseler, onunla alay ederler.
(14-17) Gerçeği gösteren bir delil veya bir mûcize görseler, başkalarını da onunla alay etmeye çağırır ve "Bu, derler, besbelli bir sihir! Demek biz öldükten, hem de çürümüş kemik ve toz toprak haline geldikten sonra, biz mi dirilecek mişiz! Gelmiş geçmiş babalarımız ve dedelerimiz de mi dirilecekler!"
Bir mucize gördükleri vakit de eğlenceye alıyorlar.
Bir ayet gördüklerinde, onu eğlenceye alırlar.
Ve bir delil gördüler mi alay etmeye kalkarlar.
Bir mucize görseler alay ederler.
Bir ayet (mucize) gördüklerinde de, alay konusu edinip eğleniyorlar.
Bir mucize gorduklerinde onu eglenceye alirlar.
Bir mucize görseler onunla alay ederler.
Bir ayet gördüklerinde de, alay konusu edinip eğleniyorlar.
ve bir (ilahi) mesajla muhatab olduklarında onu küçümserler
Bir ayet gördükleri zaman onunla alay ediyorlar.
Bir ayet (mucize) gördüklerinde de, alay konusu edinip eğleniyorlar.
Bir âyet gördüklerinde de alaya alıyorlar.
Bir mu'cize görseler, alay ediyorlar.
Bir ayetle yüzyüze geldiklerinde, dudak büküp eğleniyorlar.
Bir delil gördüklerinde onu alaya alıyorlar.