إِلَّا عَجُوزًا فِي الْغَابِرِينَ
İllâ acûzen fîl gâbirîn(gâbirîne).
| illâ | : hariç |
| acûzen | : acuze, yaşlı kadın |
| fî | : içinde, arasında |
| el gâbirîne | : geride kalanlar |
(Azâbda) kalanlar içinde bırakılan bir koca karı müstesna idi.
Azap içinde kalanlar arasındaki bir kocakarı müstesna.
kalan bir karıdan başka batanlar içinde
geride batanlar arasında kalan bir kadın hariç.
Ancak geride kalıp batanlar içinde kalan yaşlı bir kadın hariç.
(134-135) Geridekiler arasında kalan yaşlı bir kadın dışında, Lut'u ve ailesinin hepsini kurtarmıştık.
(134-135) Hani biz onu ve geride kalanlar arasındaki yaşlı bir kadın (kâfir olan eşi) dışında bütün ailesini kurtarmıştık.
(134-136) Geridekiler arasında kalan yaşlı bir kadın dışında, Lût'u ve ailesinin hepsini kurtardık. Sonra diğerlerini yok ettik.
Ancak geride kalanlardan bir yaşlı kadın müstesna..
(134-135) Onun suçlu kentini cezalandırırken, geride kalanlar arasında yer alan yaşlı eşi hariç, kendisini ve ailesini kurtardık.
Ancak (imansız zevcesi) bir koca karı azab içinde kalanlar arasında oldu.
Geridekiler arasında kalan bir kocakarı müstesna.
Ancak bir kocakarı, kalanlar arasındaydı.
Ancak geridekiler arasında kalan yaşlı bir kadın dışında,
Geride bırakılanlar arasında bir yaşlı kadın dışında.
(134-13) 5 Geridekiler arasinda kalan yasli bir kadin disinda, Lut'u ve ailesinin hepsini kurtarmistik.
Yalnız azaba uğrayanlar arasında kalan ihtiyar bir kadın hariç.
Geride bırakılanlar arasında bir yaşlı kadın dışında.
geride kalanlar arasında bulunan yaşlı bir kadın dışında;
Sadece geride kalanlardan olan yaşlı bir kadın dışında.
Geride bırakılanlar arasında bir yaşlı kadın dışında.
Ancak geride kalan kocakarı müstesna.
Yalnız (azâbda) kalacaklar arasında bulunan acûze bir kadın hâriç.
Ancak terk edilenler içinde kalan kocakarı hariç.
Ancak geride kalan yaşlı kadın hariç.