وَتَرَكْنَا عَلَيْهِ فِي الْآخِرِينَ
Ve tereknâ aleyhi fîl âhirîn(âhirîne).
| ve tereknâ | : ve terkettik, bıraktık |
| aleyhi | : ona |
| fî el âhirîne | : sonrakilerin arasında |
Sonra gelen (peygamberler ve ümmet) ler arasında ona (iyi bir nam) bırakdık.
(108-109) Ve sonrakilerin arasında O'na karşı (bir güzel sena) bıraktık. İbrahim üzerine selâm olsun.
Namını da bıraktık sonrakiler içinde
Sonradan gelenler içinde kendisine iyi bir nam bıraktık.
Kendisine sonradan gelenler içinde iyi bir nâm bıraktık.
(108-109) Sonra gelenler içinde 'İbrahim'e selam olsun' diye ona iyi bir ün bıraktık.
Sonradan gelenler arasında ona güzel bir ad bıraktık.
(107-111) Biz, oğluna bedel ona büyük bir kurban verdik. Geriden gelecekler arasında ona (iyi bir nam) bıraktık: İbrahim'e selam! dedik. Biz iyileri böyle mükâfatlandırırız. Çünkü o, bizim mümin kullarımızdandır.
Sonrakiler arasında onu (onun şerefli ismini) bıraktık.
Sonraki nesiller içinde ona da iyi bir nam bıraktık ki o da, bütün milletler tarafından şöyle denilmesidir:
Yine ona, sonradan gelenler içinde iyi bir yâd bıraktık.
Sonrakiler arasında ona da bıraktık.
Ve sonradan gelenler arasında da ona iyi bir ad, san verdik.
Geriden gelecekler arasında ona (iyi bir nam) bıraktık:
Sonra gelenler arasında ona (hayırlı ve şerefli bir isim) bıraktık.
(108-10) 9 Sonra gelenler icinde «Ibrahim'e selam olsun» diye ona iyi bir un biraktik.
Sonra gelenler arasında ona iyi bir ün bıraktık.
Sonra gelenler arasında ona (hayırlı ve şerefli bir isim) bıraktık.
böylece o'nun sonraki kuşaklar tarafından şöyle hatırlanmasını sağladık:
(108-109) Sonrakiler arasında onun için: -İbrahim’e selam olsun! mirası bıraktık.
Sonra gelenler arasında da ona (hayırlı ve şerefli bir isim) bıraktık.
Ve ardında ona iyi bir nam bıraktık.
Sonra gelenler arasında ona (iyi bir ün) bıraktık.
Sonra gelenler içinde onu hatırlatan bir şey bıraktık.
Sonrakiler için onun tarihini koruduk.