وَمَا تُجْزَوْنَ إِلَّا مَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ
Ve mâ tuczevne illâ mâ kuntum ta’melûn(ta’melûne).
| ve mâ tuczevne | : ve cezalandırılmazsınız |
| illâ | : den başka |
| mâ | : şey |
| kuntum | : siz oldunuz |
| ta'melûne | : yapıyorsunuz |
Yapmakda idiğiniz şeylerden başkasiyle de cezalandırılmayacaksınız.
(38-39) Şüphe yok ki, siz elbette o pek acıklı azabı tadıcılarsınız. Ve siz, başka şeyle değil, ancak yapar olduğunuz şeyler ile (cezalandırılacaksınız).
Maamafih başka değil, hep yaptığınız amellerinizle cezalanacaksınız
Bununla beraber başka değil, hep yaptığınız amellerinizle cezalandırılacaksınız.
Bununla beraber başka değil, hep yaptığınız amellerinizle cezalandırılacaksınız.
Yaptığınızdan başka birşeyle cezalanmayacaksınız.
Siz ancak işlediklerinizin karşılığı ile cezalandırılırsınız.
Çekeceğiniz ceza yapmakta olduğunuzdan başka bir şeyin cezası değildir.
Ve ancak siz, yaptıklarınızla cezalandırılacaksınız.
(38-39) Siz yarın âhirette elbette o acı azabı tadacaksınız. Ama aslında siz sadece yaptıklarınızın karşılığını göreceksiniz (yoksa size bundan fazla bir azap verilmeyecek).
Ve (dünyada) yapmış olduğunuz şeylerden başkasıyla cezalandırılmıyacaksınız.
Ve yapmış olduğunuzdan başkasıyla cezalandırılmayacaksınız.
Ve ancak yaptığınız neyse onun karşılığı olarak cezâlanacaksınız.
Çekeceğiniz ceza yapmakta olduğunuzdan başka bir şeyin cezası değildir.
Yaptıklarınızdan başkasıyla cezalandırılmayacaksınız.
Yaptiginizdan baska birseyle cezalanmiyacaksiniz.
Sadece yaptığınız işlerle cezalandırılıyorsunuz.
Yaptıklarınızdan başkasıyla cezalandırılmayacaksınız.
ama yapmış olduğunuzdan başka bir şeyle cezalandırılmayacaksınız.
Ancak yaptıklarınızın cezasını göreceksiniz.
Yapmakta olduklarınızdan başkasıyla cezalanmayacaksınız.
Yaptıklarınızın karşılığından başka birşey görmeyeceksiniz.
"Sadece yaptığınız (işler)le cezâlanıyorsunuz!"
Ve yalnız, yapıp ettiklerinizin karşılığıyla cezalandırılacaksınız.
Sadece yapmış olduklarınızın karşılığını görüyorsunuz.