وَأَنبَتْنَا عَلَيْهِ شَجَرَةً مِّن يَقْطِينٍ
Ve enbetnâ aleyhi şecereten min yaktîn(yaktînin).
| ve enbetnâ | : bitirdik, yetiştirdik |
| aleyhi | : onun üzerine |
| şecereten | : bir ağaç |
| min yaktînin | : kabak cinsinden (geniş yapraklı) |
Üzerine sakı olmayan cinsden (gölgelik) bir nebat bitirdik.
(145-146) Artık O'nu kendisi hasta olduğu halde bir açık yere atıverdik. Ve O'nun üzerine kabak nev'inden bir ağaç bitirdik.
Ve üzerine kabak cinsinden bir ağaç bitirdik
Üzerine kabak cinsinden bir ağaç bitirdik.
Üzerine kabak cinsinden bir ağaç bitirdik.
Onun için, geniş yapraklı bir bitki yetiştirdik.
Üzerine geniş yapraklı bir ağaç bitirdik.
Ve üstüne (gölge yapması için) kabak türünden geniş yapraklı bir nebat bitirdik.
Üzerine (gölge yapsın diye) sık ve geniş yapraklı (kabak ya da sarmaşıkgillerden) bir bitki bitirdik.
Üzerine gölge yapması için, orada asma kabak cinsinden bir ağaç bitirdik.
Üzerine (gölge vermek için) kabak cinsinden bir ağaç bitirdik.
Ve onun için geniş yapraklı bir bitki yetiştirdik.
Ve ona gölge versin diye bir kabak fidanı bitirdik.
Ve üstüne (gölge yapması için) kabak türünden geniş yapraklı bir nebat bitirdik.
Ve üzerine, sık geniş yaprakla (kabağa benzer) türden bir ağaç bitirdik.
Onun icin, genis yaprakli bir bitki yetistirdik.
Üzerine gölge yapması için geniş yapraklı bitki yetiştirdik.
Ve üzerine, sık geniş yaprakla (kabağa benzer) türden bir ağaç bitirdik.
ve onun üzerinde (çorak toprakta) yetişen bir bodur fidan yeşerttik.
Onun üzerine de geniş yapraklı bir ağaç bitirmiştik.
Ve üzerine, sık geniş yapraklı (kabağa benzer) türden bir ağaç bitirdik.
Üzerine de kabak türünden bir ağaç bitirdik.
Ve üzerine (gölge yapması için) Bir asma kabak ağacı bitirdik.
Üzerine kabak cinsinden bir ağaç bitirdik.
Ve onun için orada geniş yapraklı ağaç yetiştirdik.