وَأَقْبَلَ بَعْضُهُمْ عَلَى بَعْضٍ يَتَسَاءلُونَ
Ve akbele ba’duhum alâ ba’dın yetesâelûn(yetesâelûne).
| ve akbele | : ve karşılıklı |
| ba'du-hum alâ ba'dın | : birbirlerine yönelip |
| yetesâelûne | : sorarlar |
Onlardan kimi kimine yönelib birbirini mes'ûl tutmıya kalkışırlar.
(26-27) Hayır. Bugün onlar (zelilâne bir halde) teslimiyette bulunmuş kimselerdir. Ve onların bazıları bazılarına yönelerek muhasemede bulunurlar.
Ve ba'zısına dönmüş soruyorlardır:
Birbirlerine dönmüş soruşuyorlar:
Onlar, birbirine dönmüş soruşuyorlar.
Birbirlerine dönüp soruşurlar.
Birbirlerine yönelip sorarlar (çekişirler).
(İşte bu duruma düştükleri vakit) onlardan bir kısmı, diğerlerine yönelir, birbirlerini sorumlu tutmaya çalışırlar.
Birbirlerine yönelip soruşturmaya başlarlar:
Birbirlerine dönüp itham ederek karşılıklı soru yöneltirler.
Onlar birbirlerini suçlayıb çekişirler.
Bir kısmı bir kısmına dönerek soruştururlar.
Ve bir kısmı, bir kısmına yönelir de, birbirlerini sorumlu sayarlar.
(İşte bu duruma düştükleri vakit) onlardan bir kısmı, diğerlerine yönelir, birbirlerini sorumlu tutmaya çalışırlar.
Kimi kimine yönelmiş olarak birbirlerine soruyorlar:
Birbirlerine donup sorusurlar.
Onlardan kimi kimine yönelip birbirini mesul tutmaya kalkışırlar.
Kimi kimine yönelmiş olarak birbirlerine soruyorlar:
fakat (çok geç kaldıklarından) birbirlerine dönüp bakacaklar ve birbirlerinden (geçmiş günahlarının yükünü hafifletmelerini) isteyecekler.
Birbirlerine dönüp sitem ederler, sorarlar.
Kimi kimine yönelmiş olarak birbirlerine soruyorlar:
Döner, birbirlerini suçlarlar.
Birbirlerine döndüler, soruyorlar.
Birbirlerine dönerek birşeyler sorup duruyorlar.
Dönüp birbirlerini sorgularlar.