إِنَّا كَفَيْنَاكَ الْمُسْتَهْزِئِينَ
İnnâ kefeynâkel mustehziîn(mustehziîne).
| innâ | : muhakkak ki biz |
| kefeynâ-ke | : biz sana kâfiyiz |
| el mustehziîne | : alay edenler |
(95-96) Allahla beraber diğer bir Tanrı daha tanıyan o istihzâcılara muhakkak ki biz yeteriz. Onlar yakında (uğrayacakları akıbetleri) bileceklerdir.
Şüphe yok ki, Biz o müstehzîlere karşı sana yeteriz.
Her halde biz sana o müstehzîlerin haklarından geliriz
Herhalde Biz, o alay edenlerin hakkından gelmek için sana yeteriz.
Muhakkak ki alay edenlere karşı biz sana yeteriz.
(95-96) Allah'la beraber başka bir tanrının bulunduğunu kabul eden alaycılara karşı şüphesiz Biz sana kafiyiz. Yakında ne olduğunu öğreneceklerdir.
(95-96) Şüphesiz biz, Allah ile beraber başka ilâh edinen alaycılara karşı sana yeteriz. İlerde bilecekler.
(Seninle) alay edenlere karşı biz sana yeteriz.
(95-96) Şüphen olmasın ki, Allah ile beraber başka ilâh tanıyan o alaycı gruba karşı biz sana yeteriz. İleride (ne olacağını) bilecekler.
Seninle alay edenlerin haklarından gelmeye Biz yeteriz.
Muhakkak ki biz, (seninle alay eden) o müstehzîlere karşı kâfiyiz, (onları helâk ederiz).
O alaycılara karşı muhakkak ki Biz, sana yeteriz.
O alaycılara karşı biz yeteriz sana.
(Seninle) alay edenlere karşı biz sana yeteriz.
Şüphesiz o alay edenlere (karşı) biz sana yeteriz.
(95-96) Allah'la beraber baska bir tanrinin bulundugunu kabul eden alaycilara karsi suphesiz Biz sana kafiyiz. Yakinda ne oldugunu ogreneceklerdir.
O istihzacılara karşı muhakkak ki biz sana yeteriz.
Şüphesiz o alay edenlere (karşı) biz sana yeteriz.
çünkü, ilahi mesajı küçümseyen, onunla alay edenlere karşı Biz sana yeteriz;
Alaycılara karşı biz sana yeteriz.
Şüphesiz o alay edenlere (karşı) biz sana yeteriz.
Biz o alaycıların hakkından geliriz.
O alay edenlere karşı biz sana yeteriz.
Alay edip eğlenenlere karşı biz sana yeteriz.
Alay edenlere karşı biz sana yeteriz.