وَاعْبُدْ رَبَّكَ حَتَّى يَأْتِيَكَ الْيَقِينُ
Va’bud rabbeke hattâ ye’tiyekel yakîn(yakînu).
| va'bud | : ve kul ol |
| rabbe-ke | : senin Rabbin |
| hattâ | : e kadar |
| ye'tiye-ke | : sana gelir |
| el yakînu | : yakîn |
Sana ölüm gelinceye kadar da Rabbine ibâdet et.
Ve sana ölüm gelinceye değin Rabbine ibadet et.
Ve Rabbına kulluk yap tâ sana o yâkîn gelene kadar
Ve sana ölüm gelinceye kadar Rabbine kulluk et!
Ve sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et.
(98-99) Rabbini hamd ile an, secde edenlerden ol ve ölünceye kadar Rabbine kulluk et.
Sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et.
Ve sana yakîn (ölüm) gelinceye kadar Rabbine ibadet et!
Sana yakın (hak ile ölüm) gelinceye kadar Rabbine ibâdet et!
Sana ölüm gelip çatıncaya kadar da Rabbine ibadet et.
Ve sana ölüm gelinceye kadar, Rabbine ibadet et.
Ve sana yakin gelinceye kadar Rabbına ibadet et.
Ve ölüm gelip çatıncaya dek Rabbine ibâdet et.
Ve sana yakîn (ölüm) gelinceye kadar Rabbine ibadet et!
Ve yakîn sana gelinceye kadar Rabbine ibadet et.
(98-99) Rabbini hamd ile an, secde edenlerden ol ve olunceye kadar Rabbine kulluk et. *
Ve sana «yakîn» gelinceye kadar Rabbine ibadet et.
Ve yakin sana gelinceye kadar rabbine ibadet et.
ve ölüm sana erişinceye kadar Rabbine kulluk et.
Sana ölüm gelene kadar Rabbine kulluk et!
Ve yakîn sana gelinceye kadar Rabbine ibadet et.
Kesin bilgi sana ulaşıncaya kadar da Rabbine ibadet et.
Ve Rabbine kulluk et ki sana yakin gelsin (kesin bilgiye eresin)!
Sana şaşmaz ve kesin bilgi gelinceye kadar Rabbine ibadet et!
Rabbine kulluk et ki kesin bir inanca sahip olasın.