وَلَوْ فَتَحْنَا عَلَيْهِم بَابًا مِّنَ السَّمَاء فَظَلُّواْ فِيهِ يَعْرُجُونَ
Ve lev fetahnâ aleyhim bâben mines semâi fe zallû fîhi ya’rucûn(ya’rucûne).
| ve lev | : ve olsa, olsa bile |
| fetahnâ | : biz açtık |
| aleyhim | : onlara |
| bâben | : bir kapı |
| min es semâi | : semadan |
| fe | : o zaman |
| zallû | : devam ettiler |
| fî-hi | : onun içine, orada |
| ya'rucûne | : yükselirler |
(14-15) Onlara gökden bir kapı açsak da oradan yukarı çıksalar (o zaman da) muhakkak ki: «Gözlerimiz (bir serhoş gözü gibi) döndürülmüşdür. Belki de biz büyülenmişler zümresiyiz» diyeceklerdir.
Ve eğer onların üzerine gökten bir kapı açsak da oradan yukarıya çıkacak olsalar,
(14-15) Üzerlerine Semadan bir kapı açsak da orada urûc ediyor olsalar, diyeceklerdi ki her halde gözlerimiz döndürüldü, belki biz büyüye tutulmuş bir kavmiz.
(14-15) Onlara gökten bir kapı açsak da oradan yukarı çıksalardı: «Herhalde gözlerimiz döndürüldü; belki de biz büyüye tutulmuş bir topluluğuz.» diyeceklerdi.
Onlara gökten bir kapı açsak da oradan yukarı çıksalar,
(14-15) Onlara gökten bir kapı açsak da, oradan çıkmağa koyulsalar: 'Gözlerimiz döndü, biz herhalde büyülendik' derler.
(14-15) Onlara gökten bir kapı açsak da oradan yukarı çıkmaya koyulsalar, yine “Gözlerimiz döndürüldü, biz herhâlde büyülenmiş bir toplumuz” derlerdi.
(14-15) Onlara gökten bir kapı açsak da oradan yukarı çıksalar, yine de «Gözlerimiz boyandı, daha doğrusu bize büyü yapılmıştır.» derler.
(14-15) Kendilerine gökten bir kapı açsak, onlar da yukarı yükselip çıksalar yine de diyecekler ki, gözlerimize perde kapanmış, belki de biz büyülenmiş bir milletiz.
(14-15) Hatta o kâfirlere gökten bir kapı açsak, onlar da yukarı yükselip çıksalar, yine de "Galiba gözlerimiz bağlandı, belki de büyüye tutulduk!" derler.
(14-15) O müşriklere, gökten bir kapı açsak da oradan yukarı çıksalar (gözleriyle göreceklerini görseler), şöyle diyeceklerdi: “- Muhakkak ki gözlerimiz döndürüldü; daha doğrusu, biz büyülenmiş bir topluluğuz.”
Onlara gökten bir kapı açsak da çıkmaya koyulsalardı;
Onlara gökten bir kapı açsak da melekler, o kapıdan inip çıksalar.
Onlara gökten bir kapı açsak da oradan yukarı çıksalar,
Onların üzerlerine gökyüzünden bir kapı açsak, ordan yukarı yükselseler de,
(14-15) Onlara gokten bir kapi acsak da, oradan cikmaga koyulsalar: «Gozlerimiz dondu, biz herhalde buyulendik» derler. *
Eğer onlara bir kapı açsak da göğe çıkmaya koyulsalar.
Onların üzerlerine gökyüzünden bir kapı açsak, ordan yukarı yükselseler de,
Hatta onlara gökten bir kapı açsaydık ve oraya biteviye yükseliyor olsalardı,
Onlara gökten bir kapı açsak da onlar oradan yukarı çıksalar bile,
Onların üzerlerine gökyüzünden bir kapı açsak da ordan yukarı yükselseler de,
Biz onlara gökten bir kapı açsak da oradan yukarı çıkacak olsalar,
Onlara gökten bir kapı açsak da oraya çıkacak olsalardı:
Üzerlerine gökten bir kapı açsak da oradan yükseliyor olsalardı.
Onlara gökten bir kapı açsak ve onun içinde yükselecek olsalardı,