hicr suresi 15. Ayet

1 . 2 . 3 . 4 . 5 . 6 . 7 . 8 . 9 . 10 . 11 . 12 . 13 . 14 . 15 . 16 . 17 . 18 . 19 . 20 . 21 . 22 . 23 . 24 . 25 . 26 . 27 . 28 . 29 . 30 . 31 . 32 . 33 . 34 . 35 . 36 . 37 . 38 . 39 . 40 . 41 . 42 . 43 . 44 . 45 . 46 . 47 . 48 . 49 . 50 . 51 . 52 . 53 . 54 . 55 . 56 . 57 . 58 . 59 . 60 . 61 . 62 . 63 . 64 . 65 . 66 . 67 . 68 . 69 . 70 . 71 . 72 . 73 . 74 . 75 . 76 . 77 . 78 . 79 . 80 . 81 . 82 . 83 . 84 . 85 . 86 . 87 . 88 . 89 . 90 . 91 . 92 . 93 . 94 . 95 . 96 . 97 . 98 . 99


لَقَالُواْ إِنَّمَا سُكِّرَتْ أَبْصَارُنَا بَلْ نَحْنُ قَوْمٌ مَّسْحُورُونَ

Le kâlû innemâ sukkiret ebsârunâ bel nahnu kavmun meshûrûn(meshûrûne).


le: elbette, mutlaka
kâlû: dediler
innemâ: sadece, ancak, fakat
sukkiret: döndürüldü, engellendi, bağlandı
ebsâru-nâ: gözlerimiz
bel: hayır, aksine
nahnu: biz
kavmun: kavim
meshûrûne: büyülenmiş, sihir yapılmış


Hasan Basri Çantay
(14-15) Onlara gökden bir kapı açsak da oradan yukarı çıksalar (o zaman da) muhakkak ki: «Gözlerimiz (bir serhoş gözü gibi) döndürülmüşdür. Belki de biz büyülenmişler zümresiyiz» diyeceklerdir.

Ömer Nasuhi Bilmen
Elbette diyeceklerdir ki: «Muhakkak gözlerimiz döndürülmüştür, belkide biz büyülenmiş bir cemaatiz.»

Elmalılı Hamdi Yazır
(14-15) Üzerlerine Semadan bir kapı açsak da orada urûc ediyor olsalar, diyeceklerdi ki her halde gözlerimiz döndürüldü, belki biz büyüye tutulmuş bir kavmiz.

Elmalılı (sadeleştirilmiş)
(14-15) Onlara gökten bir kapı açsak da oradan yukarı çıksalardı: «Herhalde gözlerimiz döndürüldü; belki de biz büyüye tutulmuş bir topluluğuz.» diyeceklerdi.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
«Gözlerimiz perdelendi, daha doğrusu bize büyü yapılmıştır» derler.

Diyanet İşleri (eski)
(14-15) Onlara gökten bir kapı açsak da, oradan çıkmağa koyulsalar: 'Gözlerimiz döndü, biz herhalde büyülendik' derler.

Diyanet İşleri
(14-15) Onlara gökten bir kapı açsak da oradan yukarı çıkmaya koyulsalar, yine “Gözlerimiz döndürüldü, biz herhâlde büyülenmiş bir toplumuz” derlerdi.

Diyanet Vakfi
(14-15) Onlara gökten bir kapı açsak da oradan yukarı çıksalar, yine de «Gözlerimiz boyandı, daha doğrusu bize büyü yapılmıştır.» derler.

Celal Yıldırım
(14-15) Kendilerine gökten bir kapı açsak, onlar da yukarı yükselip çıksalar yine de diyecekler ki, gözlerimize perde kapanmış, belki de biz büyülenmiş bir milletiz.

Suat Yıldırım
(14-15) Hatta o kâfirlere gökten bir kapı açsak, onlar da yukarı yükselip çıksalar, yine de "Galiba gözlerimiz bağlandı, belki de büyüye tutulduk!" derler.

Ali Fikri Yavuz
(14-15) O müşriklere, gökten bir kapı açsak da oradan yukarı çıksalar (gözleriyle göreceklerini görseler), şöyle diyeceklerdi: “- Muhakkak ki gözlerimiz döndürüldü; daha doğrusu, biz büyülenmiş bir topluluğuz.”

İbni Kesir
Gözlerimiz döndü, biz herhalde büyülendik, derlerdi.

Abdulbaki Gölpınarlı
Bunu görürler de gene ancak derler, gözlerimiz bağlandı bizim, hattâ büyülenmiş bir topluluğuz biz.

Adem Uğur
Gözlerimiz boyandı, daha doğrusu bize büyü yapılmıştır derler.

Ali Bulaç
Mutlaka: "Gözlerimiz döndürüldü, belki biz büyülenmiş bir topluluğuz" diyeceklerdir.

Bekir Sadak
(14-15) Onlara gokten bir kapi acsak da, oradan cikmaga koyulsalar: «Gozlerimiz dondu, biz herhalde buyulendik» derler. *

Fizilal-il Kuran
«Gözlerimiz hayal görüyor, herhalde birileri bize büyü yaptı,» derler.

Gültekin Onan
Mutlaka: "Gözlerimiz döndürüldü, belki biz büyülenmiş bir topluluğuz" diyeceklerdir.

Muhammed Esed
kuşkusuz, o zaman da: "Bizim düpedüz gözlerimiz bağlandı!" diyeceklerdi, "Demek ki, büyülenmiş kimseleriz biz!"

Şaban Piriş
Yine de: “gözlerimiz bağlandı, belki de hepimiz büyülendik” derler.

Tefhim-ul Kuran
Mutlaka: «Gözlerimiz döndürüldü, belki biz büyülenmiş bir topluluğuz» diyeceklerdir.

Ümit Şimşek
Ancak şöyle derler: 'Herhalde gözümüz boyandı; biz büyülenmişiz.'

Süleyman Ateş
"Herhalde gözlerimiz döndürüldü, biz büyülenmiş bir topluluğuz," derlerdi.

Yaşar Nuri Öztürk
Kesinlikle şöyle diyeceklerdi: "Bizim gözlerimiz döndürüldü, bakışlarımız sarhoş edildi. Belki de biz büyüye çarptırılmış bir toplumuz."

Edip Yüksel
'Gözlerimiz sarhoş edildi, büyülendik,' diyeceklerdi.