وَكَانُواْ يَنْحِتُونَ مِنَ الْجِبَالِ بُيُوتًا آمِنِينَ
Ve kânû yanhıtûne minel cibâli buyûten âminîn(âminîne).
| ve kânû | : ve oldular |
| yanhıtûne | : oyuyorlar, yontuyorlar |
| min el cibâli | : dağlardan |
| buyûten | : evler |
| âminîne | : emin olanlar, güvenilir olanlar |
Onlar dağlardan emîn, emîn evler yontub oyarlardı.
Ve onlar emniyet içinde olarak dağlardan evler yontar olmuşlardı.
Dağlardan emniyetli emniyetli evler yontuyorlardı
Dağlardan emniyetli emniyetli evler yontuyorlardı.
Onlar, dağlardan emniyetli emniyetli evler yontuyorlardı.
Dağlarda, güven içinde olarak evler yontuyorlardı.
Onlar güven içinde dağlardan evler yontuyorlardı.
Onlar, dağlardan emniyet içinde kalacakları evler oyarlardı.
(82-83) Dağlarda evler yontarak güven içinde bulunuyorlardı; derken sabahladıklarında onları müthiş bir ses ve uğultu yakalayıverdi.
Dağlarda evler yontarak güven içinde bulunuyorlardı.
Dağlarda (kendilerini düşmanlardan, hırsızdan veya Allah’ın azabından kurtaracak) emniyetli zannettikleri evler yontup kuruyorlardı.
Onlar, dağlardan emin evler yontup oyarlardı.
Ve evlerini dağlarda oyarlar, emin bir halde yaşarlardı.
Onlar, dağlardan emniyet içinde kalacakları evler oyarlardı.
Dağlardan güvenli evler yontuyorlardı.
Daglarda, guven icinde olarak evler yontuyorlardi.
Onlar dağları oyup güvenli köşkler yapıyorlardı.
Dağlardan güvenli (aminiyn) evler yontuyorlardı.
güya, dağları yontarak kendilerine güvenli konutlar yapıyorlardı:
Onlar, dağları oyarak güvenli evler yapıyorlardı.
Dağlardan güvenli evler yontuyorlardı.
Onlar dağlardan güvenli evler yontarlardı.
Dağlardan güvenli evler yontuyorlardı.
Dağlardan güvenli güvenli evler yontuyorlardı.
Dağlardan güvenli evler yontuyorlardı.