وَإِنَّهُ لَقَسَمٌ لَّوْ تَعْلَمُونَ عَظِيمٌ
Ve innehu le kasemun lev ta’lemûne azîm(azîmun).
| ve inne-hu | : ve muhakkak ki o |
| le | : mutlaka, gerçekten |
| kasemun | : yemin |
| lev ta'lemûne | : keşke bilseniz |
| azîmun | : büyük, en büyük, çok büyük |
ki hakıykaten bu, eğer bilirseniz, büyük bir anddır,
(75-76) Artık Hayır. O yıldızların mevkilerine yemin ederim. Ve şüphe yok ki o, eğer bilseniz, bu elbette pek büyük bir yemindir.
ve filhakika o, bilseniz çok büyük bir kasemdir
bilseniz o, gerçekten çok büyük bir yemindir.
Bilirseniz bu büyük bir yemindir.
(75-76) Hayır; yıldızların yerleri üzerine yemin ederim; ki bunun ne büyük yemin olduğunu bir bilseniz!
(75-76) Yıldızların yerlerine yemin ederim ki, -eğer bilirseniz, gerçekten bu, büyük bir yemindir-
Bilirseniz, gerçekten bu, büyük bir yemindir.
(75-76) Hayır, (bu nimetleri inkâr edemezsiniz ?) Parça parça inen Kur'ân'ın (iniş) mevki'lerine yemin ederim ki, eğer bilirseniz bu cidden büyük bir yemindir.
Eğer anlarsanız bu gerçekten büyük bir yemindir.
Ki eğer bilirseniz bu yemin, gerçekten büyük bir yemindir.
Gerçekten bilseniz bu, büyük bir yemindir.
Ve şüphe yok ki bu, elbette pek büyük bir anttır bilseniz.
Bilirseniz, gerçekten bu, büyük bir yemindir.
Şüphesiz bu, eğer bilirseniz gerçekten büyük bir yemindir.
(75-76) Hayir; yildizlarin yerleri uzerine yemin ederim ki bunun ne buyuk yemin oldugunu bir bilseniz!
Keşke bilseniz bu ne büyük bir yemindir
Şüphesiz bu, eğer bilirseniz gerçekten büyük bir yemindir.
eğer bilseniz bu en güçlü bir teyiddir!
Şüphesiz bu, büyük bir yemindir, eğer bilirseniz.
Şüphesiz bu, eğer bilirseniz gerçekten büyük bir yemindir.
Bu bir yemin ki, bilseniz, pek büyüktür.
Bilirseniz, bu büyük bir yemindir.
Ve eğer bilirseniz, gerçekten büyük bir yemindir bu.
Onun ne büyük bir yemin olduğunu bir bilseniz!