لَيْسَ لِوَقْعَتِهَا كَاذِبَةٌ
Leyse li vak’atihâ kâzibeh(kâzibetun).
| leyse | : değil, yok |
| li vak'ati-hâ | : onun vuku bulmasını, gerçekleşmesini |
| kâzibetun | : yalanlayan kimse |
(hiçbir nefs) onun vukuunda (Allaha karşı artık) yalancı değildir.
(1-3) Kıyamet hadisesi vaki olduğu zaman. Onun vukûu için bir yalan yoktur. (O Kıyamet) Alçaltıcıdır, yükselticidir.
Olmaz vak'asına yalan diyen dil
onun oluşuna yalan diyen dil olmaz.
Onun oluşunu yalanlayacak kimse yoktur.
(1-3) Kıyamet koptuğunda kimini alçaltacak ve kimini yükseltecek olan o hadisenin yalan olmadığı ortaya çıkacaktır.
(1-2) Kesin gerçekleşecek (olan Kıyamet) koptuğu zaman, onun kopuşunu yalanlayacak kimse olmayacaktır.
Ki onun oluşunu yalanlayacak hiçbir kimse yoktur;
(1-2) Kıyamet olayı meydana gelince ki onun meydana gelmesini (inkâr edecek) bir yalancı bulunmaz.
Zaten onun olmasını yalanlayacak hiçbir delil olamaz.
Onun kopmasını inkâr eden yok, (artık onu herkes tasdik eder).
Onun vukuunu hiç bir yalanlayıcı yoktur.
Kopacağına dâir söylenen sözlerde yalan yok.
Ki onun oluşunu yalanlayacak hiçbir kimse yoktur;
Onun vukuuna (gerçekleşmesine artık) yalan diyecek yoktur.
(1-3) Kiyamet koptugunda kimini alcaltacak ve kimini yukseltecek olan o hadisenin yalan olmadigi ortaya cikacaktir.
Onu hiç kimse yalanlayamayacaktır.
Onun vukuuna (gerçekleşmesine artık) yalan diyecek yoktur.
onun yalan olmadığı apaçık ortaya çıkacaktır;
Bunun olacağı yalan değildir.
Onun vukuuna (gerçekleşmesine artık) yalan diyecek yoktur.
Onun vukuunu yalanlayacak kimse olmaz.
Onun oluşunu yalanlayacak yoktur.
Yoktur onun oluşunu yalanlayacak.
Onun gerçekleşmesini artık yalanlayan çıkmaz.