فَسَلَامٌ لَّكَ مِنْ أَصْحَابِ الْيَمِينِ
Fe selâmun leke min ashâbil yemîn(yemîni).
| fe | : o zaman |
| selâmun | : selâm |
| leke | : sana |
| min ashâbi el yemîne | : yemin sahiplerinden, yeminlerini yerine getirenlerden |
Artık sağcılardan selâm sana!
İmdi sana Ashâb-ı Yemîn'den bir selâm (denilecektir).
artık selâm sana Eshab-ı Yemîn'den
artık selam sana, sağın adamlarından.
«(Ey sağcı), sana sağcılardan selam!»
'Ey sağcılardan olan kişi, sana selam olsun!' denir.
(90-91) Eğer Ahiret mutluluğuna ermiş kişilerden ise, kendisine, “Selâm sana Ahiret mutluluğuna ermişlerden!” denir.
«Ey sağdaki! Sana selam olsun!»
(90-91) Ve eğer meymenetlilerden ise, meymenetlilerden sana selâm olsun !
(90-91) Eğer ashab-ı yeminden ise "Selâm sana ashab-ı yeminden!" denilecek.
Artık (ey sağcı), sana sağcı kardeşlerinden selâm olsun! (emniyet ve selâmet içindesin.)
Selem sana sağcılardan.
Artık esenlik sana sağ taraf ehlinden.
Ey sağdaki! Sana selam olsun!
Artık, "Ashab-ı Yemin"den selam sana.
«Ey sagcilardan olan kisi, sana selam olsun!» denir.
Defterlerini sağdan alacak olan arkadaşlarının selâmı var sana.
Artık, 'Ashab-ı Yemin'den selam sana.
(cennette şu sözlerle karşılanacaktır:) "Dürüst ve erdemlilerden (olan) sana selam olsun!"
Sağ taraf halkından sana selam!
Artık, «Ashab-ı Yemin»den selam sana.
Selâm olsun sana Ashab-ı Yeminden.
"(Ey sağcı) Sana sağcılardan selâm var!"
"Selam sana kutlu ve uğurlu kişilerden!" denir ona.
'Sana sağdakilerden selam olsun!'