وَأَصْحَابُ الْمَشْأَمَةِ مَا أَصْحَابُ الْمَشْأَمَةِ
Ve ashâbul meş'emeti mâ ashâbul meş’emeti.
| ve | : ve |
| ashâbu | : ashab, sahip olanlar |
| el meş'emeti | : meş'emet, hayırsız, uğursuz |
| mâ | : ne |
| ashâbu | : ashab, sahip olanlar |
| el meş'emeti | : meş'emet, hayırsız, uğursuz |
Solcular (a gelince:) O solcular ne (bedbaht) dırlar!
(7-9) Ve (o gün) siz de üç sınıf olmuşsunuzdur. İmdi (biri) Ashâb-ı Meymene, nedir Ashâb-ı Meymene? Ve (ikincisi) Ashâb-ı Meş'emedir, nedir Ashâb-ı Meş'eme?
Solda «Ashab-ı Meş'eme»: Ne «Ashab-ı Meş'eme!»
Solda solun adamları, ne mutsuzdur onlar!
Solun adamları ise ne uğursuzdurlar onlar!
Kötülük işlediklerini belirtmek üzere, amel defterleri soldan verilenler; ne yazık o solculara!
Kötülüğe batanlara gelince; ne mutsuz kimselerdir!
Soldakiler, ne bahtsızdırlar onlar!
Şeâmetliler, ne bedbahttır şeâmetliler!
Ashab-ı şimal ki ne ashab-ı şimal! Ne bedbahttır onlar!
Solcular (amel defterleri sol ellerine verilenler) ise, o solcular ne acıklı durumdalar!...
Solcular; o solcular ne bahtsızdırlar.
Ve sol taraf ehli, ama ne de sol taraf ehli.
Soldakiler, ne bahtsızdırlar onlar!
"Ashab-ı Meş'eme" ne (mutsuz ve uğursuzdur o) "Ashab-ı Meş'eme".
Kotuluk islediklerini belirtmek uzere, amel defterleri soldan verilenler; ne yazik o solculara!
Defterleri soldan verilenler. Vay gele başlarına!
'Ashab-ı Meş'eme' ne (mutsuz ve uğursuzdur o) 'Ashab-ı Meş'eme'.
Ve kiminiz kötülüğe batmışlardan olacak. Ah! ne (mutsuz) kimselerdir kötülüğe batmış olanlar!
Sol taraf halkı... Ne sol taraf halkı!
«Ashab-ı Meş'eme» olanlar da, ne (mutsuz ve uğursuz) «Ashab-ı Meş'eme»dir.
Ashab-ı Şimal ki ne bedbaht kimselerdir.
Solun adamları (amel defterleri sol tarafından verilenler), ne uğursuzlardır onlar!
İşte şomluk ve bunalım yâranı. Nedir şomluk ve bunalım yâranı?
Mutsuzlar ne kadar da mutsuzdurlar!