وَالَّذِينَ هُمْ عَلَى صَلَوَاتِهِمْ يُحَافِظُونَ
Vellezîne hum alâ salavâtihim yuhâfızûn(yuhâfızûne).
| ve ellezîne | : ve o kimseler, onlar |
| hum | : onlar |
| alâ | : üzerine, ...e |
| salavâti-him | : onların namazları |
| yuhâfızûne | : muhafaza ederler, devam ettirirler |
(Öyle mü'minler) ki onlar namazlarına devam ederler.
Ve o mü'minler ki, onlar namazları üzerine muhafazada (muvazabette) bulunurlar.
Onlar ki namazlarının üzerine muhafızlık ederler
Onlar ki, namazlarını muhafaza ederler.
Ve onlar ki, namazlarını muhafaza ederler,
Namazlarına riayet ederler.
Onlar ki, namazlarını kılmağa devam ederler.
Ve onlar ki, namazlarına devam ederler.
Onlar ki, namazlarını (vaktinde kılıp) koruyarak gözetirler.
Onlar namazlarını vaktinde eda edip zayi etmekten korurlar.
Onlar ki, namazlarını gereği üzre devamlı kılarlar; emanetlerine ve verdikleri söze riayet ederler.
Ki onlar; namazlarını korurlar.
Ve öyle kişilerdir onlar ki namazlarını korurlar.
Ve onlar ki, namazlarına devam ederler.
Onlar, namazlarını da (titizlikle) koruyanlardır.
Namazlarina riayet ederler.
Onlar ki, namazlarını aksatmaksızın kılarlar.
Onlar, namazlarını da (titizlikle) koruyanlardır.
salatlarını (tüm dünyevi kaygılardan) uzak tutarlar.
Onlar, namazlarını koruyanlardır.
Onlar, namazlarını da (titizlikle) koruyanlardır.
Onlar namazlarını da gözetir ve korurlar.
Onlar namazlarını (vakitlerinde kılarak) korurlar.
Namazlarını korumaya devam ederler onlar.
Onlar ki namazlarını düzenli olarak gözetirler.