وَإِنَّا عَلَى أَن نُّرِيَكَ مَا نَعِدُهُمْ لَقَادِرُونَ
Ve innâ alâ en nuriyeke mâ neıduhum le kâdirûn(kâdirûne).
| ve innâ | : ve muhakkak biz |
| alâ | : üzerine, üstüne |
| en nuriye-ke | : sana bizim göstermemiz |
| mâ | : şeyi |
| neidu-hum | : onlara vaadediyoruz |
| le | : mutlaka, elbette |
| kâdirûne | : kaadir olanlar |
Hakîkat, biz onlara va'd (ve tehdîd) etdiğimizi sana göstermiye de elbette kaadiriz.
Ve şüphe yok ki, Biz onlara yapmış olduğumuz vaîdi sana göstermeğe elbette kadirleriz.
Şübhesiz ki biz, onlara yaptığımız vaîdi sana göstermeğe elbette kadiriz
Şüphesiz ki Biz, onlara yaptığımız tehdidi sana gösterme gücüne sahibiz elbette.
Biz, onlara yönelttiğimiz tehdidi sana göstermeye elbette ki kadiriz.
Biz onlara vadettiğimizi sana elbette gösterebiliriz.
Bizim onlara yönelttiğimiz tehditleri sana göstermeye elbette gücümüz yeter.
Biz, onlara yönelttiğimiz tehdidi sana göstermeye elbette ki kadiriz.
Şüphesiz ki (Peygamberim ) onlara va'dettiğimiz azabı sana göstermeye kudretimiz yeter.
Biz onlara vâd ettiğimiz azabı sana göstermeye elbette kadiriz.
(Ey Rasûlüm), onlara vaad ettiğimiz azabı sana göstermeğe elbette kadiriz.
Biz, onlara vaad ettiğimizi sana göstermeye elbette kadiriz.
Ve şüphe yok ki bizim, onlara vaadettiğimiz şeyleri sana göstermeye gücümüz yeter elbette.
Biz, onlara yönelttiğimiz tehdidi sana göstermeye elbette ki kadiriz.
Gerçek şu ki biz, onları tehdit ettiğimiz şeyi şüphesiz sana gösterme gücüne sahibiz.
Biz onlara vadettigimizi sana elbette gosterebiliriz.
Onlara yönelttiğimiz tehdidin gerçekleştiğini sana göstermeye elbette gücümüz yeter.
Gerçek şu ki biz, onları tehdit ettiğimiz şeyi şüphesiz sana gösterme gücüne sahibiz.
(İşte böyle dua et) çünkü, şüphesiz Biz, onlara vaad ettiğimiz (azabın, bu dünyada dahi gerçekleşmesine) seni tanık kılacak güçteyiz!
Şüphesiz biz, onlara vaat ettiğimiz (azabı) sana göstermeye kadiriz.
Gerçek şu ki biz, onları tehdit ettiğimiz şeyi şüphesiz sana gösterme gücüne sahibiz.
Onlara vaad ettiğimiz şeyi sana göstermeye elbette gücümüz yeter.
Biz, onları tehdid ettiğimiz şeyi sana göstermeğe elbette kâdiriz (onları cezâlandıracağız ve sen bunu göreceksin).
Biz, onları tehdit ettiğimiz şeyi sana göstermeye elbette kadiriz.
Biz elbette, kendilerine söz verileni sana gösterebiliriz.