وَإِنَّهُ لَتَذْكِرَةٌ لِّلْمُتَّقِينَ
Ve innehu le tezkiretun lil muttekîn(muttekîne).
| ve inne-hu | : ve muhakkak ki o |
| le tezkiretun | : gerçekten öğüttür |
| li el muttekîne | : muttakiler için, takva sahipleri için |
Şübhesiz ki o (Kur'an) (fenâlıkdan) korunanlar için kat'î bir öğütdür.
(47-48) Artık sizden bir kimse de yoktur ki, ondan men ediciler olabilsinler. Ve şüphe yok ki, o (Kur'ânı Mübîn) muttakîler için elbette bir mev'izadır.
Ve o hiç şüphesiz unutulmıyacak bir öğüddür korunacaklar için
Ve o, hiç şüphesiz takva sahipleri için unutulmayacak bir öğüttür.
O hiç kuşkusuz, takva sahipleri için unutulmayacak bir öğüttür .
Doğrusu Kuran Allah'a karşı gelmekten sakınanlara bir öğüttür.
Şüphesiz Kur’an, Allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir öğüttür.
Doğrusu o (Kur'an), takvâ sahipleri için bir öğüttür.
Ve şüphesiz ki bu söz (Kur'ân), muttakîler (Allah'tan saygı ile korkup yalandan ve kötü düşünce ve davranışlardan sakınanlar) için bir öğüttür.
Şüphesiz o müttakiler için bir irşaddır.
Gerçekten o Kur’an, takva sahipleri için bir öğüddür.
Doğrusu o; müttakiler için bir öğüttür.
Ve şüphe yok ki Kur'ân, çekinenlere öğüttür.
Doğrusu o (Kur'an), takvâ sahipleri için bir öğüttür.
Çünkü o (Kur'an, Allah'tan sakınan) muttakiler için bir öğüttür.
Dogrusu Kuran Allah'a karsi gelmekten sakinanlara bir oguttur.
Doğrusu Kur'an Allah'a karşı gelmekten sakınanlara bir öğüttür.
Çünkü o (Kuran, Tanrı'dan sakınan) muttakiler için bir öğüttür.
Gerçek şu ki bu (Kuran), Allah'a karşı sorumluluk bilinci duyan herkes için bir öğüt ve uyarıdır.
Şüphesiz O, korunanlar için bir hatırlatmadır.
Çünkü o (Kur'an, Allah'tan sakınan) muttakiler için bir öğüttür.
O takvâ sahipleri için bir öğüttür.
O (Kur'ân), korunanlar için bir öğüttür.
Gerçek şu ki o, sakınanlar için tam bir uyarıcı ve düşündürücüdür.
Kuşkusuz bu, erdemliler için bir hatırlatmadır.