hakka suresi 12. Ayet

1 . 2 . 3 . 4 . 5 . 6 . 7 . 8 . 9 . 10 . 11 . 12 . 13 . 14 . 15 . 16 . 17 . 18 . 19 . 20 . 21 . 22 . 23 . 24 . 25 . 26 . 27 . 28 . 29 . 30 . 31 . 32 . 33 . 34 . 35 . 36 . 37 . 38 . 39 . 40 . 41 . 42 . 43 . 44 . 45 . 46 . 47 . 48 . 49 . 50 . 51 . 52


لِنَجْعَلَهَا لَكُمْ تَذْكِرَةً وَتَعِيَهَا أُذُنٌ وَاعِيَةٌ

Li nec’alehâ lekum tezkireten ve teıyehâ uzunun vâıyeh(vâıyetun).


li nec'ale-hâ: onu kılalım diye
lekum: sizin için
tezkireten: ibret
ve teiye-hâ: ve onu bellesin
uzunun: kulaklar
vâiyetun: belleyen, işiten


Hasan Basri Çantay
Onu sizin için bir öğüt ve ibret yapalım, onu belleyen kulaklar da bellesin diye.

Ömer Nasuhi Bilmen
(11-12) Şüphe yok ki, su taştığı zaman sizi o akan gemiye Biz yükledik. Onu (o necâtı) sizin için bir ibret kılmamız için ve hıfzeden kulakların onu anlamaları için (öyle yaptık).

Elmalılı Hamdi Yazır
Onu sizlere bir anid yapalım ve belleyici kulaklar bellesin diye

Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Onu sizlere bir ibret yapalım ve belleyici kulaklar bellesin diye.

Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2)
Onu size bir ibret yapalım ve belleyici kulaklar bellesin diye.

Diyanet İşleri (eski)
(11-12) Su taştığı vakit, size bir ibret olmak üzere, anlayışlı kulaklar anlasın diye süzülen gemide, sizi Biz taşımışızdır.

Diyanet İşleri
(11-12) Şüphesiz, (Nûh zamanında) su bastığı vakit, sizi gemide biz taşıdık ki, bu olayı sizin için bir uyarı yapalım ve belleyecek kulaklar da onu bellesin.

Diyanet Vakfi
Onu sizin için bir ibret ve öğüt yapalım ve belleyici kulaklar onu bellesin diye.

Celal Yıldırım
(11-12) Doğrusu biz, su iyice kabarıp taştığında size ibret ve öğüt kılmamız için ve anlayabilen kulaklar anlasın diye sizi yüzüp giden gemide taşıdık.

Suat Yıldırım
(11-12) Unutmayın ki Nûh zamanında, sular taştığı vakit, sizi (varlığınıza vesile olan atalarınızı) emniyetli gemide Biz taşımıştık! Onu sizin için hem bir ibret vesilesi kılalım, hem de can kulağı ile dinleyip ders alanlar iyice bellesinler diye böyle yapmıştık.

Ali Fikri Yavuz
Onu (müminleri kurtarıp da kâfirleri boğmamızı) size bir ibret yapalım ve onu belleyip saklıyan kulaklar saklasın diye...

İbni Kesir
Ki bunu sizin için bir öğüt ve ibret yapalım. Ve anlayışlı kulaklar anlasın diye.

Abdulbaki Gölpınarlı
Bu, size bir öğüt ve ibret olsun ve belleyip unutmayan kulaklarda kalsın diye.

Adem Uğur
Onu sizin için bir ibret ve öğüt yapalım ve belleyici kulaklar onu bellesin diye.

Ali Bulaç
Öyle ki, onu sizlere bir ibret (hatırlatma ve öğüt) kılalım. 'Gerçeği belleyip kavrayabilen' kullar da onu belleyip kavrasın.'

Bekir Sadak
(11-12) Su tastigi vakit, size bir ibret olmak uzere, anlayisli kulaklar anlasin diye suzulen gemide, sizi Biz tasimisizdir.

Fizilal-il Kuran
Onu size bir ibret yapalım ve belleyen kulaklar onu bellesin.

Gültekin Onan
Öyle ki, onu sizlere bir ibret (hatırlatma ve öğüt) kılalım. 'Gerçeği belleyip kavrayabilen' kullar da onu 'belleyip kavrasın'.

Muhammed Esed
ki bütün bunları size (kesintisiz) bir uyarı haline getirelim ve her uyanık ve duyarlı kulak onu bilinçle algılayabilsin.

Şaban Piriş
Bunu sizin için bir öğüt/uyarı kılalım ve anlayışlı kulaklar duysun diye...

Tefhim-ul Kuran
Öyle ki, onu sizlere bir ibret (hatırlatma ve öğüt) kılalım. 'Gerçeği belleyip kavrayabilen' kullar da onu belleyip kavrasın.

Ümit Şimşek
Bunu size bir ibret yapalım ve işitecek kulaklar onu iyice bellesin diye.

Süleyman Ateş
Ki onu size bir ibret yapalım ve belleyen kulak(lar) onu bellesin.

Yaşar Nuri Öztürk
Ki onu size bir hatırlatıcı/düşündürücü yapalım ve kavrayabilen kulak kavrasın.

Edip Yüksel
Ki o size bir ders olsun ve dinleyen kulaklar anlasın.