ثُمَّ لَقَطَعْنَا مِنْهُ الْوَتِينَ
Summe le kata’nâ minhul vetîn(vetîne).
| summe | : sonra |
| le kata'nâ | : mutlaka keserdik |
| minhu | : ondan |
| el vetîne | : can damarı |
sonra da, hiç şübhesiz, onun kalb damarını koparırdık.
(45-46) Elbette ki onu sağ tarafından yakalardık. Sonra O'ndan yürek damarını kesiverirdik.
Sonra da ondan vetînini (iliğini) keser atardık
Sonra da onun iliğini keser atardık.
Sonra da onun şah damarını keser atardık.
(44-46) Eğer o (Muhammed), Bize karşı, ona bazı sözler katmış olsaydı, Biz onu kuvvetle yakalardık, sonra onun şah damarını koparırdık.
Sonra da onun şah damarını mutlaka keserdik.
Sonra onun can damarını koparırdık (onu yaşatmazdık).
Sonra da elbette onun kalb damarını koparırdık.
(44-46) Eğer o Resul bizim adımıza birtakım sözler uydursaydı, onu elimizle yakalar, sonra da onun şah damarını keserdik.
Sonra da muhakkak O’nun kalb damarlarını keserdik, (boynunu vururduk).
Sonra da, hiç şüphesiz onun şah damarını koparırdık.
Sonra da elbette şah damarını çeker koparırdık.
Sonra onun can damarını koparırdık (onu yaşatmazdık).
Sonra onun can damarını elbette keserdik.
(44-46) Eger o (Muhammed), Bize karsi, ona bazi sozler katmis olsaydi, Biz onu kuvvetle yakalardik, sonra onun sah damarini koparirdik.
Sonra onun şah damarını koparırdık.
Sonra onun can damarını elbette keserdik.
ve şah damarını keserdik;
Sonra onun şah damarını elbette keserdik.
Sonra onun can damarını elbette keserdik.
Sonra da can damarını keserdik.
Sonra onun can damarını keserdik.
Sonra ondan can damarını mutlaka keserdik.
Sonra, ondan vahyi keserdik.