قُطُوفُهَا دَانِيَةٌ
Kutûfuhâ dâniyeh(dâniyetun).
| kutûfu-hâ | : onun olgunlaşmış meyveleri |
| dâniyetun | : aşağı sarkmış, yakınlaşmış durumda |
(O cennetin) çabucak devşirilecek (meyve) leri (her durumda erilebilir derecede) yakındır.
(23-24) Toplanacak semereleri pek yakındır. Afiyetle yeyin ve için, geçmiş günlerde takdim etmiş olduğunuz şeylerin mükâfaatı olarak.
Divşirimleri yakında
Devşirmeleri (meyveleri) yakındadır.
Ki o cennetin meyveleri sarkmıştır.
(21-23) Artık o, meyveleri sarkmış, yüksek bir bahçede, hoş bir yaşayış içindedir.
Onun meyveleri sarkar (kolaylıkla devşirilebilir).
(21-23) Artık o, meyveleri sarkmış yüce bir cennette hoşnut kalacağı bir hayat içindedir.
Meyveleri yakıncacık külfetsiz koparılmaya elverişlidir.
Meyveleri hemen el ile koparılacak durumdadır.
(Meyvelerinin) devşirilmeleri yakından...
Ki, meyveleri sarkmıştır.
Meyveleri pek yakındır.
Meyveleri sarkmış halde.
Devşirilecek (meyve ve eşsiz ürün)leri pek yakındır.
(21-23) Artik o, meyveleri sarkmis, yuksek bir bahcede, hos bir yasayis icindedir.
Meyvelerin devşirilmesi kolaydır.
Devşirilecek (meyve ve eşsiz ürün)leri pek yakındır.
(yaptıklarının) meyvelerine kolayca ulaşabileceği.
Meyveleri ise aşağıdadır.
Devşirilecek (meyve ve eşsiz ürün)leri pek yakındır.
O Cennetin meyveleri hemen yakınındadır.
Ki devşirmesi kolay (meyvaları yakın. Oturan, elini uzatıp alabilir).
Devşirilmesi kolaydır onun.
Meyveleri ulaşılabilecek mesafededir.