هَلَكَ عَنِّي سُلْطَانِيهْ
Heleke annî sultâniyeh.
| heleke | : helâk oldu |
| an-nî | : benden |
| sultâni-yeh | : hakimiyetim, benim saltanatım (mal gücüm) |
«(Bütün) saltanatım benden ayrılıb mahvoldu».
(28-29) «Malım bana bir fâidebahş olmadı.» «Benim saltanatım (malikiyyetim) benden zâil olup gitti.»
Mahv oldu benden saltanat-ü sâmanım
Mahvoldu saltanatım, gücüm!»
Gücüm de benden yok olup gitti.»
(25-29) Fakat kitabı kendisine solundan verilen kimse: 'Kitabım keşke bana verilmeseydi; keşke hesabımın ne olduğunu bilmeseydim; bu iş keşke son bulmuş olsaydı; malım bana fayda vermedi; gücüm de kalmadı' der.
“Saltanatım da yok olup gitti.”
Saltanatım da benden (koptu), yok olup gitti.
Güç ve kudretim benden (ayrılıp) yok oldu, der.
Bütün gücüm, iktidarım yok oldu gitti!"
Bütün saltanatım (varım-yoğum) benden ayrılıp mahvoldu.”
Gücüm de yok olup gitti benden.
Helâk olup gitti gücüm, kuvvetim.
Saltanatım da benden (koptu), yok olup gitti.
"Güç ve kudretim yok olup gitti."
(25-29) Fakat kitabi kendisine solundan verilen kimse: «Kitabim keske bana verilmeseydi; keske hesabimin ne oldugunu bilmeseydim; bu is keske son bulmus olsaydi; malim bana fayda vermedi; gucum de kalmadi» der.
Gücüm benden yok olup gitti.»
"Güç ve kudretim yok olup gitti."
(ve) bütün tartışma ve karşı koyma gücüm elimden kayıp gitti!"
Gücüm yok olup gitti.
«Güç ve kudretim de yok olup gitti.»
'İktidarım yok oldu.'
"Gücüm (saltanatım) benden yok olup gitti"
"Sökülüp gitti benden saltanatım."
'Tüm gücümü yitirdim.'