وَلَا يَحُضُّ عَلَى طَعَامِ الْمِسْكِينِ
Ve lâ yahuddu alâ taâmil miskîn(miskîni).
| ve lâ yahuddu | : ve teşvik etmez, etmiyordu |
| alâ taâmi | : yedirme, yemek verme, doyurma |
| el miskîni | : yoksullar |
«(kendisi) yoksula yemek (yedirmek şöyle dursun, başkalarını da) vermiye teşvıyk etmezdi»,
«Ve yoksullara yemek verilmesine teşvikte bulunmazdı.»
Ve fukaranın yiyeceğine hiç bakmıyordu
Yoksulun yiyeceğine hiç bakmıyordu.
Yoksula yedirmeye teşvik etmiyordu.
'Yoksulun yiyeceği ile ilgilenmezdi.'
“Yoksulu doyurmağa teşvik etmiyordu.”
Yoksulu doyurmaya teşvik etmezdi.
Yoksulu yedirmek üzere kimseyi tahrîk-teşvîk etmezdi.
Çünkü o, fakiri doyurmayı teşvik etmezdi.
Yoksulların yiyeceğine hiç bakmıyor, teşvik etmiyordu.
Ve yoksulu doyurmaktan hoşlanmazdı. 69
Ve yoksulun yiyeceğine bakmazdı.
Yoksulu doyurmaya teşvik etmezdi.
"Yoksula yemek vermeye destekçi olmazdı."
«oksulun yiyecegi ile ilgilenmezdi.»
Yoksulu doyurmaya önayak olmazdı.»
"Yoksula yemek vermeye destekçi olmazdı."
ve ihtiyaç içinde olanları yedirip içirmek için hiçbir istek ve kararlılık duymadı:
Yoksulu yedirmeye teşvik etmiyordu.
«Yoksula yemek vermeye destekçi olmazdı.»
Yoksulu doyurmaya önayak olmazdı.
"Yoksulu doyurmaya ön ayak olmuyurdu!"
"Yoksulu doyurmaya özendirmiyordu."
Yoksullara yedirmeğe de çalışmıyordu.